Page 7 - Naklen Öyküler
P. 7
İlk seansta, Sermet’ten kendini genel hatlarıyla anlatmasını
isteyen Doktor Ejder Bey, ardından da neden yardım alma gereği
duyduğunu sormuştu. Sermet için bunu açıklamak, bir anlamda da
başkasına itiraf etmek çok zordu. Kendine itirafı bile epey sancılı
olmuştu. Onca hayal kırıklığı ve çöküntü döneminden sonra, yaşa-
ma uyum gösterebilmesi hâlinde her şeyin çok daha farklı olacağını
düşünüyordu. Pişmanlıklar içinde kıvranmaktan, gündelik yaşamını
sürdüremez olmuştu. Zamanı düşünmeden deniz kıyısında otursun,
rüzgâra tenini açsın, kulağına tek bir ses çalınmasın ve bu hiçlik hâli
sonsuza dek sürsün istiyordu. Kuş cıvıltısı en sevdiği sesti; artık ona
bile tahammülü kalmamıştı. Düşük eşikli tetiklenmelerle patlayıve-
riyordu. Üstelik bu patlamaları dışa doğru da değildi. İçten yanmalı
motorlar gibi; su soğutmalıymış da susuz kalmış, o nedenle hava
soğutmasına gerek duyan bir motor gibi aklında yalnızca rüzgâr…
Ölüm düşüncesi son zamanlarda sıkça zihnine üşüşür olmuştu. Ken-
dini öldürmeyi asla aklından geçirmese de ‘keşke ölüversem’ de-
meleri sıklaşmıştı. Yaşamdan vazgeçmiş değildi; en azından ‘o an
için’… Bağ kurmayı bir şekilde başarabilirse, daha uzun yıllar seve
seve yaşardı. Bu nedenle ölümle ilgili düşünceleri alarm zillerini
çaldırmış, bir zamanlar kitaplarını yutarcasına okuduğu psikiyatris-
tin ofisine kendini dar atmıştı.
YALIN HÂLİ
Doktor Ejder Bey’in “Bana kendinizi nasıl tanıtırsınız?” so-
rusu, beklemediği bir anda geldiğinde pek de düşünmeden -demek
daha önce bolca düşünüp- “Şairin dostu için söylediği gibi; ben-
zersiz ve depreşik bir ‘misillemeyim’ dünyaya.” dedi. Sonra da bu
sözlerin açıklamasını yaptı, ama içinden: “Yalnız benimki depreşik
değil, depresif olacak. Gerçi kendimi tekrarlayıp durmalarım da var,
ama neyin depreştirdiğini bilemiyorum. Benzersiz sıfatını ise şairle
aynı anlamda kullandığımızı sanmıyorum. Benim benzersizliğim,
7