Page 12 - ŞEHİT RECEP EŞİYOK ORTAOKULU
P. 12

Tarihler 15 Temmuz’u gösteriyordu. Her şey normal seyrinde ilerliyordu. Akşam


        babam işten geldi. Hep birlikte akşam yemeğini yedik. Çay içerken bir yandan da


        televizyon izliyorduk.


               Saat 22.00 gibi televizyonda bir son dakika haberi başladı. Merakla bakmaya başladık.



        TRT sunucusu darbe bildirisi okuyordu. Bir gariplik olduğunu seziyorduk. Sanki silah


        zoruyla okuyordu. Maalesef duyduklarımız doğruydu: Bir darbe girişimi vardı. Hepimiz


        çok şaşkındık.


               Darbenin gerçekleşmesi ülkemiz için hiç de iyi sonuçlar doğurmayacaktı. Babam Türk


        milletinin böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğinden, bu darbenin sonuçsuz kalacağın-


        dan çok emindi.



               O dönem dayım İstanbul’da polisti. Annem hemen dayımı aradı lakin dayım bir türlü


        telefonu açmıyordu. Durum çok ciddiydi herhalde. Annemin yüzünde hem korku hem


        üzüntü ifadesi vardı. Kuran okuyup dua etmeye başladı.


        Televizyonda her şeyi izliyorduk. Birtakım asker kılığına girmiş darbeciler, halkın yolunu



        kesip herkesi eve göndermeye çalışıyorlardı. Köprülerden insanların geçmesine izin


        vermiyorlardı.


               Sonra Cumhurbaşkanımız bir çağrıda bulundu halkına: Evlere girmeyin, sokaklara


        inin diyordu. Bu nu duyan milletimiz dışarı çıktı; meydanları, sokakları doldurdu.


        İnsanlar el ele, omuz omuza birlik olmuş; darbecilerle mücadele ediyordu. Bizim


        silahımız, bizim tankımızla bizi öldürüyorlardı.



               Her yeri bombalıyorlardı. Meclisi, emniyet şubelerini... Dayım da Ankara’daki özel


        harekat şubesindeydi. O akşam ondan haber alamıyorduk.


        Milletimiz geçit vermiyordu düşmana. Tankların önüne dahi yatanlar vardı. İşte bu


        cesaret takdire şayandı. Çünkü konu vatandı, milletti, bağımsızlıktı. Ölmek vardı, dönmek



        yoktu. Bu ülkeyi birtakım kendini bilmeze bırakamazdı. Kolay mı kazanılmıştı.


        Şehit verdik hem de çok. Çanakkale’de bu topraklar kanla sulanmıştı. Şimdi yine kanla


        sulanıyordu. Kitaplarda okuduğumuza şahit oluyorduk.


               Daha fazla direnemeyeceğini anlayan darbeciler pes etmişti artık. Milletimiz onları


        dize getirmişti. O gece kimse uyumamıştı. Sabaha karşı darbenin bastırıldığı haberini


        duyurdu televizyonlar. Derin bir nefes almıştık.



               Dayım annemi yine aradı sabah erkenden. Nihayet ulaşabildik. İyi olduğunu,


        darbecilere geçit vermediklerini fakat arkadaşlarından şehit olanların olduğunu söyledi.


        Vatan sağ olsun, dedi.







               Vatan sağdı çünkü birileri vatan için canını vermişti. Toprak, uğrunda eğer ölen varsa


        vatandı.
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16