Page 51 - Başak Dergisi TEMMUZ 2021 4. Sayı
P. 51
Sophie özellikle Lagrange’ın öğretileriyle ilgilenmiştir. Lagrange’ın eski bir erkek öğrencisi olan
M. LeBlanc takma adı altında dönem sonunda ona analiz üzerine bir makale sunmuştur. Çalışmadan oldukça
etkilenen ve onu yazan öğrenciyle tanışmak isteyen Lagrange, eserin yazarının aslında bir kadın olmasına çok
şaşırmıştır. Sonrasında yeteneklerini görünce onun akıl hocası olmuştur. Bir erkek olarak tanıtılırsa Sophie,
ancak o zaman daha önce hiç yapamadığı bilim adamları ve matematikçiler çevresine girebileceğini biliyordur.
Bu noktaya kadar sadece cinsiyeti ona engel olmakla kalmamış, sosyal statüsü de engel olmuştur. Aristokrat
kadınlara fen bilimleri ve matematiğin öğretilmesi, bu konuda arkadaşlarıyla gelişigüzel konuşabilmeleri
sosyal açıdan kabul edilebilirdi ancak Sophie orta sınıftaydı, bu yüzden bu fırsata da sahip olamamıştır.
1804’te Sophie, Alman matematikçi Carl Friedrich Gauss ile yazışmaya başlamıştır. Sayılar teorisindeki
çalışmaları ilgisini çektiği için ona bu konudaki çalışmalarının bazı sonuçlarını gönderir. Gauss’un bir kadın
matematikçiye olumsuz bir kanısı olabileceğinden çekinerek mektuplarında yine gerçek kimliğini gizlemek
için takma adını kullanmıştır. Gauss, M. LeBlanc’ın gerçekte kim olduğunu 1807 yılına kadar öğrenmemiştir.
Onun aslında bir kadın olduğunu öğrendiğinde ise oldukça şaşırır ve çalışmalarından ötürü onu tebrik eder.
Gerçek cinsiyetini öğrendikten sonra Sophie’ye gönderdiği mektubunda şu sözler geçmektedir: ”Eğer cinsiyeti,
alışkanlıklarımız ve önyargılarımız nedeniyle bu karmaşık problemlerle ilişkiye geçme konusunda bir erkeğin
karşılaştığından çok daha fazla engelle karşılaşan bir kadın bu engellerin üstesinden gelir ve en derinlerde
saklı olana ulaşırsa onun asil bir cesarete, sıra dışı bir yeteneğe ve olağanüstü bir dehaya sahip olduğundan
şüphe yoktur.”
Sophie, Jean Baptiste Joseph Fourier’nin yardımıyla Academy of Sciences’ın oturumlarına katılan bir
üyenin eşi olmayan ilk kadındır. Modern esneklik teorisinin temellerini atacak önemli bir makale yayınlamıştır.
Bu araştırması ve Fermat’ın Son Teoremi üzerine yaptığı çalışmalar neticesinde Institut De France’dan bir
madalya almıştır. 1820’lerde tanınmış bir erkek matematikçiyle kanıtlarını düzeltmek ve sayılar teorisinde
çalışmak için eşit işbirlikçi olarak çalışmıştır. Sophie Germain 55 yaşında göğüs kanseriyle savaşır ve bu
sırada, en eski akıl hocalarından biri olan Gauss, Göttingen Üniversitesi’ni Sophie’ye fahri bir derece vermeye
ikna etmiştir ancak onu almaya vakit bulmadan hayata gözlerini yumar.
Sophie Germain bir devrimcidir. Çalışmaları ile takdir edilen ünlü bir matematikçi olmak için dönemin
sosyal önyargılarına ve resmi eğitim eksikliğine karşı savaşmıştır. Tarih boyunca tüm bilimlerde olduğu gibi
matematik dünyasında da kadınlar var olmaya çalışmıştır. Sophie Germain bu savaşçılardan sadece biridir.
Hypatia, Sofia Kovalevskaya, Maria Agnesi, Emmy Noether,… gibi tarihe iz bırakan kadın matematikçiler
dışında adı bilinmeyen/bilinemeyen pek çok kadın, matematiğe büyük katkılarda bulunmuştur. Matematik
ve diğer tüm bilimlerin gelişimine yön veren kadınların yaptıkları çalışmalar tarihteki pek çok örnekten de
görüldüğü üzere eksikliği düşünülemeyecek derecede büyük öneme sahiptir ve hak ettikleri değeri ve takdiri
görmeleri gerçek anlamda bilimsel ilerlemenin sağlanabilmesi için önemlidir.
Özge Duru
Matematik Danışmanı
50