Page 46 - ÇİLEK ÇALIŞTAYI KİTAP
P. 46
ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SULAMA
Doç. Dr. Burçak KAPUR
burcakkapur78@gmail.com
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü, 01330,
Balcalı/Adana
İklim değişikliği Dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar,
kuraklık olaylarının sıklıkla gerçekleşmesi ile ciddiyetini artırmaktadır. Canlıların temel
doğal kaynağı olan suyun eksikliği tarımsal üretimde sınırlayıcı en önemli faktörü
oluşturmaktadır (Çakmak ve ark., 2005). Tarımsal ürünleri arttırmak için, toprak ve su
kaynakları elverişli kullanımı sağlayacak şekilde geliştirilmelidir. Sulama, diğer tarımsal
girdilerin etkinliğini artıran, tarımsal üretimde karlılığı sağlayan ve ekonomi ile sosyal
düzeni dengede tutan çok yönlü bir uygulamadır (Korukçu, 1992). Bu bağlamda, Türkiye,
ulusal beslenmesini sürdürülebilir bir şekilde güvence altına alabilmek için yoğun tarım
yapılan koşullar altında tarımda verim ve kalite artışının sağlanmasının en önemli yöntemi
olan sulu tarım ve bitkisel üretim bileşeni uygulamalarını etkin bir şekilde yapmak
zorundadır. Aşırı ve yetersiz sulamalar verimde azalmalara ve ürün kalitesinde düşüşlere
neden olurken damla sulama sistemleri gibi yöntemlerin randımanlı şekilde kullanılması ise
uygun bir sulama programı yapılmasıyla sağlanır.
Tarımsal üretimde yer alan çilek dünyanın en değerli meyvelerinden birisidir.
Ülkemizdeki üretim miktarı ile dünyada dördüncü sırada yer alan, gerek insan sağlığı
açısından, gerek yatırımların çok kısa sürede geriye dönmesi gibi ekonomik nedenlerle
büyük önem kazanan çileğin uygun sulama miktarları ile kalite ve verimdeki değişimlerinin
saptanması önem kazanmıştır.
Çilek üretiminin yoğun olarak yapıldığı Akdeniz koşullarında yetiştiriciler sulama
suyu miktarlarını geçmiş tecrübelerini kullanarak; hava durumuna ve bitkinin dış
görünüşüne bakarak karar vermektedirler. Bu koşullarda çoğunlukla yüksek miktarda
sulama yapılmakta ve bunun sonucunda özellikle killi ve siltli toprak yapısına sahip yerlerde
mantari hastalıklar ve toprakta demirin alınamaz forma geçmesiyle verimi olumsuz etkileyen
kloroz görülmektedir. Kumlu topraklarda ise özellikle verimi önemli düzeyde etkileyen Ca,
Mg ve P gibi katyonların aşırı su ile yıkanmasıyla azalmalar meydana gelmektedir. Genel
olarak bir diğer önemli nokta, daha hafif bünyeli olan toprakların sulanması ve yönetilmesi,
ağır bünyeli yani kil içeriği yüksek olan topraklara göre daha kolay olmaktadır.