Page 10 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 10

ağaç dalına konuyor olması lazım. Bu gerekçem-
                                                         den dolayı, martı gibi gökyüzü sakinlerini kuş ola-
                                                         rak görmüyorum.
                                                            Devam edelim.
                                                            Bir keresinde, avcıların kanalında şahit olmuş-
                                                         tum. Adam, önce kuşu öldürüyor, köpeğine getir-
                                                         tiyor, sonra da tüylerini okşayarak seviyor. (Sapık
                                                         Sevgi, Andre Gide.)

                                                            Anlamlı  olan  şudur:  Kuşun  dokunulmazlığı
                                                         yoktur, fakat kuş yuvalarının vardır. Ağaçları bu-
                                                         darken,  boş  olsalar  bile,  kuş  yuvalarının  olduğu
                                                         dallara  dokunmayız.  Bunun  nedenini  düşünme-
                                                         dim  değil,  düşündüm.  Galiba  yuva  kavramına
                                                         olan saygımızdan dolayı böyle bir şey yapıyoruz.
                                                         Yuvayı kuran dişi kuştur ve eşimiz, sıcak yuvamız-
                                                         da bizi beklemektedir falan.
               Kuşlar içinde en çok saka kuşunu severim. Sa-
                                                            Bu arada, “Her kuşun eti yenmez; kuş var, et
            kanın eski isimlerinden biri de Yeniçeri kuşudur.
                                                         yedirirler”  atasözünü  de  hatırlatmak  isterim.  Bu
            Saka  gibi  küçük  kuşların  en  büyük  özelliği  ise
                                                         söz, yırtıcı kuşlardan çalışan kadınlara kadar, bir-
            şiirden anlamalarıdır. Fakat bunu size ispat ede-
                                                         çok  meseleyi  kapsama  alanına  alıyor.  Sizce  de
            mem. İmkânsız. Mesela sakanın kesik kesik uçuşu,
                                                         öyle değil mi?
            aklıma Sezai Karakoç''un şu iki dizesini getirir: "Ey
            yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz /   ***
            Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz."
                                                            Kuş, sadece hüner ve hafiflik imgelerini çağ-
               Turgut Uyar''dan ilhamla, “Göğe Bakma Dura-  rıştırmıyor; ölümü ve dirimi de hatırlatıyor. “Gün-
            ğı” isimli kuş gözlem kulübü kurmayı düşünmüş   ler  gelip  geçmekteler  /  Kuşlar  gibi  uçmaktalar”
            biri  olarak,  Nallıhan  Kuş  Cenneti”nde  mola  ver-  diyen İbrahim Hakkı Hazretleri, ölümün adını bile
            miş de, bir tane kuş görememiştim. Bu durum, sa-  anmadan,  can  ile  kuş  arasındaki  en  muhteşem
            dece “şanssızlık” kelimesiyle açıklanamaz. Nasip   bağı kurmuştur. Bundan daha iyisi yazılamaz diye
            diyelim.                                     düşünüyorum.
               ***                                          Bilenler bilir, kuşların bir özelliği de çabuk öl-
                                                         meleridir. Vakti gelince, tenha bir yere gidip öl-
               Şiirler,  şarkılar,  türküler,  masallar,  efsaneler,
                                                         meye dururlar. (Kuş kadar canı var.)
            bilmeceler.  Kuşlarla  ilgili  bir  yazı  yazmak,  kolay
            gibi görünen zor bir iştir. Sadece kuş isimlerini an-  Ve  dirim.  Sevinçli  hallerimizi,  ferahlığımızı,
            mak bile, en az bir sayfa tutacaktır. Böyle bir yazı   âşıksak aşkımızı, çoğu kez, kuşlardan ilham alarak
            yazıp  da  kültürümüzde  yeri  olan  keklik,  üveyik,   dile  getiririz.  Sevinçten  uçacak  hale  gelmemiz,
            turna  gibi  kuşları  dışarıda  bırakmak,  eksiklikleri   yüreğimizin pır pır atması, gönlümüzün kanatla-
            de beraberinde getirecektir. Varsın getirsin.  nacak gibi olması vs.

               Yeri gelmişken, şunu da söyleyeyim: Kanatla-  Güzel olan şudur: Sevinç ve aşk, kuş kadar ha-
            rı  olan  bir  canlıya  kuş  diyebilmem  için,  mutlaka   fiftir, hünerlidir.


           8
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15