Page 9 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 9
Deneme
Gökyüzünün
Sakinleri
İbrahim TENEKECİ*
uşları bilirsiniz. Ansiklopedik bilgiler eşli-
Kğinde, uzun uzadıya onları anlatacak de-
ğilim. Bir kuş, sadece kuştur, o kadar!
Yazıya oturmadan önce, uzun bir müddet
kuşları kafamda uçurdum. Meğer son dört yılda,
kuşlarla ilgili ne çok dize yazmışım. Sonuncusu:
''Akşamın rengine dönerken kuşlar...''
Diğer kültürlerde de öyle mi, bilmiyorum.
Bizim kültürümüzde, kuşun bir diğer özelliği de
ağırlık birimi olarak kullanılmasıdır. En çok da ser-
çeyi kullanırız. Kullanmasına kullanırız da, bir ser-
çenin kırk sene yaşadığını pek bilmeyiz.
İlginçtir, hafifliğin ölçüsü bile tüy değil, kuş-
tur. Mesela borçlardan veya bir sıkıntıdan arınıp
rahatlayınca, "kuş gibi oldum" denilir. Yine, ağır-
lıklarından kurtulup da gelene "kuş kadar kalmış-
sın" sözü söylenir. Saf insanlar için söylenen kuşlu
benzetmelere ise hiç girmiyorum.
Behçet Necatigil, "şiir iki şey ister" der ve de-
vam eder: "Hem seni, hem hünerini. Tek başına
sıkıcı bir ağırlıksın, hüner ağırlığı hafifletir." (Bile
Yazdı.)
Bundan dolayı mıdır, bilmem, hüner ile kuş
kelimelerini hep bir ve beraber anımsarım. Kuş,
benzetmelerin aksine, en hünerli canlılardan biri-
dir. Sözgelimi, serçenin, insanlara bu kadar yakın
olup da evcilleşmemesi, hünerli olduğunun en
büyük ispatıdır. Paul Valery, “İmge ve Sanrı”da,
“önemli olan tüy kadar değil, kuş kadar hafif ol-
maktır” der. Böylece, “hafiflik” kelimesini de ora-
dan alıp buraya koymuş oluyoruz. Hüner ve hafif-
lik. İşte kuş imgesinin özeti.
* Yazar/Şair.
7