Page 31 - 09153309_okumakulturu_kulturveedebiyatbulteni
P. 31

KÖKLERİN İZİNDE: AHİLİK KÜLTÜRÜ / VESSELAM GAZETESİ ÖZEL SAYI  3            AHİLİK KÜLTÜRÜ







                                           Ahilikte Gelenekler ve Törenler







































        Sekiz asırdan beri Müslüman Türkler arasında kullanılmakta  İlk  müşteriden  sonra  gelen  müşteriye  dükkân  sahibi
        olan  “Pabucun  dama  atılması”  deyimini  bize  geçmişteki  içtenlikle: “Kusura bakma kardeşim. Allah bereketini vere,
        örnek bir Ahi uygulamasından kalmadır. Ahiliğin kurucusu  ben  bu  sabah  siftah  ettim,  ilk  alışverişimi  yaptım.  Senin
        ve  esnaf  ve  sanatkârların  Pîri  olan  Ahi  Evran,  ayakkabıcı  istediğin mal karşı komşuda da var. Aynı mal aynı para, ne
        esnafının  bulunduğu  çarşıdan  geçerken  onların  yaptığı  var ki komşum bu sabah daha siftah etmedi. İstediğini ondan
        ayakkabıları inceler, hileli gördüklerini kesip dama atarmış.  alırsan,  hem  onu  memnun  edersin,  hem  de  ben  komşuluk
        Böyle  bir  olay  olunca,  bunun  haberi  esnaf  arasında  hızla  hakkını gözetmiş olurum” derdi.
        yayılır, “filan ustanın pabucu dama atıldı” denilirmiş. Pabucu
        dama atılan usta, utancından haftalarca insan içine çıkamaz,  Ahilikte törenler çok önemli bir yer tutardı. İki yıl ücretsiz
        kimsenin yüzüne bakamaz, kendini affettirmek için elinden  olarak bir ustanın yanında yamaklık eden çocuklar, özel bir
        geleni yaparmış. Çoğu zaman da bunlar kâfi gelmez, terk-i  törenle çıraklığa yükseltilirlerdi. Yapılacak bu törene, çırağın
        diyar etmek zorunda kalırmış.                        babası  –  velisi,  ustası,  kalfaları,  sabah  namazını  müteakip
                                                             esnaf  başkanının  dükkânında  bir  araya  gelirlerdi.  Ustası
        “Teşkilata  yeni  girenlere,  Ahi  Babalar  tarafından  şalvar  çırağının kabiliyeti ve işine bağlılığı hakkında açıklamalarda
        giydirilir,  kuşak  bağlanır  ve  tuzlu  su  içirilirdi.  Çıraklık  bulunduktan  sonra  velisi  de  esnaf  vakfına  bakır  bir  kap
        kalfalık, ustalık, esnaflığın diğer şartları gibi kurallara bağlı  hediye  ederdi.  Ahilikte,  ikinci  rütbe  olan  kalfalık  süresi  6
        idi. İşçi çalışan atölyelerde  müşterinin işçilerle  konuşması,  aydır.  Çıraklık  süresini  dolduran  gencin  yeterli  bilgi  ve
        hele  yanına  oturup  kahve,  çay  içmesi  sohbet  etmesi  hoş  meslekte yetişip ahlâkî yönden olgunlaştığı, ustası tarafından
        karşılanmazdı.  Çünkü  bu,  işçinin  vaktini  alır,  işine  engel  teşkilata bildirilirdi. Sonra esnaf yönetim kurulunca kalfalık
        olurdu”                                              tören günü tespit edilirdi. Üç yıl kalfa olarak çalışıp kendisine
                                                             verilen  görevleri  hakkıyla  yerine  getiren,  çırakları
        Ahiliğin yaygın olduğu zamanlarda şehrin çarşı esnafından  yetiştirmede titiz davranabilen, diğer kalfalarla iyi geçinen,
        biri, sabahleyin erkenden kalkar, konu komşuya; “Hayır ola,  dükkân  açabilecek  duruma  gelenler,  yine  bir  merasimle
        Pazar  ola,  kötülükler  def  ola,  kazancınız  helaliyle  gele”  ustalığa yükseltilirdi. Törene, Ahi Baba vekilinin köşkünde,
        dedikten sonra besmeleyle  dükkânını açar, ilk  müşterisiyle  esnaftan  ustalar,  esnaf  başkanları,  müftü,  kadı,  caminin
        alışverişini yapardı.                                imamı ve hatipleri davet edilirdi.


                                                                                                       SAYFA 31


                                                   Karşıyaka Hacı Fatma Bodur Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Tarih Bülteni
   26   27   28   29   30   31   32