Page 14 - Dokunuş Degisi Sayı:1
P. 14
DOKUN!
Turan KAYACILAR
Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü
Sevgili Dokunuş okurları,
Öncelikle böyle bir yayın hazırlayarak eğitim Hz. Mevlâna’nın “Hamdım, piştim, yandım.”
ve kültür dünyamıza dokunan yayın ekibini sözünde ruhun tekâmülü sürecine de atıf
tebrik ediyor, yayına değer katan yazarlara vardır. Ruh ile bedenin buluşması sonucu hayat
teşekkür ediyorum. Bu derginin içeriği ve ele bulan insan için o andan itibaren bedenî ve ruhî
aldığı konularla eğitim paydaşlarımıza önemli tekâmül süreci de başlamış oluyor. Bu süreçte
katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu dergide ruh bir yandan Allah’ın en güzel şekilde yarattığı
bana da okurlara seslenme fırsatı sunan yayın ve içine birçok hazine (yetenek) gizlediği bedeni
ekibimize ayrıca teşekkür ediyorum. keşfetmeye, diğer yandan kendini keşfetmeye
Bu vesile ile derginin isminden hareketle ve tecrübe ettikçe olgunlaşmaya başlıyor. Hz.
eğitim ve dokunma üzerine düşüncelerimi Mevlâna bu sürecin tamamına eğitim diyor.
sizlerle paylaşmak istiyorum. Ona göre “Eğitim, ham ruhların olgunlaşma
yolculuğudur.” Eğitimci ise bu yolculukta ruha
Eğitim nedir? Bilinen en yaygın tanımıyla; yol gösteren rehber, bedende saklı hazineleri
“Kişide istendik davranış değişikliği meydana (yetenek) keşfeden ve onları ortaya çıkarıp
getirme süreci.” Bu tanım üzerinde biraz geliştiren kâşif, ham cevheri işleyip sanat eserine
düşünelim. Davranış değişikliği hedefleniyorsa, dönüştüren bir sanatkârdır. Ancak Hz. Mevlâna
ortada istenmeyen bir davranış var demektir. fıtrata özellikle vurgu yaparak, fıtratında
Peki, bu istenmeyen davranış nasıl kazanıldı? mevcut yeteneklerin geliştirilebileceği, o kişide
Bu davranışın kazanılma süreci de eğitim saklı olan cevherin bulunup işlenebileceği,
olmuyor mu? Eğitim bilimcilerin bu konudaki yeteneği olmayan bir alanda kişiyi yetiştirmeye
değerlendirmeleri ve görüşlerine farklı çalışmanın fıtrata ters olduğundan imkân
kaynaklardan ulaşmak mümkündür. Ben burada dahilinde olmayacağının altını çizer. Hatta
farklı bir zaviyeden konuyu ele almak istiyorum. konuyu şöyle bir örnekle açıklar. Demir
cevherinden dayanıklı eşya, silâh ve benzeri
Konya’mızda yaşamış ünlü İslam düşünürü üretilir. Odundan ise ahşap eşya ve alet edevat
Hz. Mevlâna’nın eğitime bakışı ve eğitimi üretilir. Odundan kılıç olmayacağı gibi demirden
tarifine değinmek istiyorum. Hz. Mevlâna de mobilya üretilemez.
konuyu temelden ele alıyor. Yaratılış ile eğitimi
ilişkilendiriyor. İnsan iki önemli cevherden Hz. Mevlâna’dan yıllar sonra bu bakış açısı
mürekkeptir. Bunlar beden ve ruh. Beden Enderun Mektebinin kapısında karşımıza çıkıyor.
Allah’ın en güzel şekilde yarattığı ve birçok “Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye
meziyetle donattığı bir yaşama aracı. Ruh ise zorlanmaz.” Eğitim olmayan değil var olan
bu aracı harekete geçiren ilahî bir enerji. Fizik yeteneğin keşfedilmesi ve geliştirilmesini sağlar.
âleminde ne ruh kendi başına yaşayabiliyor ne Bu yönüyle baktığımızda önümüzde sayısız gizli
de beden. Beden nasıl ana rahmine düştüğü hazine ve cevherin keşfedilmeyi beklediğini
andan itibaren bir büyüme ve gelişme sürecine hatırımızdan çıkarmamalıyız.
giriyor ve bu şekilde tekâmül gerçekleştiriyorsa;
ruh da aynı şekilde bedeniyle buluştuğu andan
itibaren tekâmül süreci yaşıyor.
14 | DOKUNUŞ