Page 16 - tavir_169_2019aralik-b
P. 16
yorum, önce ikinci ses katıldı, daha sonra üçüncü ses katıldı. çok seslilik var derken bunu kastediyorlar. Birde onun dışında
Bütün sesler birbirinden ayrılmaya başladı. pedal sesleriyle yapılmış olan birçok seslilik var ama bunlar
daha ilk ürünlerini gösteriyor. O bakımdan halkta rastladığımız
Nasıl ki insanlar artık giderek daha bağımsız düşünüyor- bu tür çok seslilikler, bizim bugün anladığımız anlamda birçok
larsa çok seslilik tam o tarihlerde girdi. İşin ilginç yanı hangi seslilik değil. Bu tür birçok seslilik (armonik, akor sesler) Tan-
ülkenin feodalizmi çözülüyorsa o ülkeye çok seslilik giriyor.
zimat’la birlikte ucu ucuna başlamış ama esas cumhuriyetle
Ülkemizde de TRT, halk müziği, konservatuar çevreleri halk birlikte hakikaten gelişmiş.
müziğinde çoksesliliğe uzun süre mesafeli yaklaştılar.
1950’lerden sonra çoksesli müzikte bir gerileme görüyo-
Evet, her çoksesli müzik yasaklanmıyordu belki ama, hak- ruz. 1950’de biliyorsunuz demokrat parti iktidarı ile birlikte
sızlıklar da yapıldı tabi. Şimdi bir denetim kurulu vardı. O de- ve de özellikle bizim Amerika’ya bağımlılaşmamızla birlikte
netim kurulu müziği bozan, yozlaştıran tarzları yasakladı. gerileme de arttı. Yani bizim gibi ülkeleri geriletmek için o
Arabesk mesela... Çoksesli ama bu tür müziğinin bünyesine kadar ince hesaplar yapılıyor ki şeytanca planlarla yapılmış
uygun birçok seslilik değil mesela. Tabi bu arada haksızlıklar olan şeyler bunlar. Çünkü biliyorsunuz Amerika’da birtakım
da yapılıyordu. kişiler var geleceği öngörüyorlar.
-Ülkemizdeki ilk örneklerine hangi dönemde rastlanıyor? Onlarla büyük tartışmalar yapılıyor, bu küreselleşmeydi,
postmodernizmdi falan onların belki de 50-60 yıl önce plan-
Bu tür durumlarda tam bir tarih vermek mümkün değil ladıkları bir şeydi. Ve böyle yavaş yavaş altını oya oya sabırlı
ama batıya açılımla, hatta Tanzimat’la falan başlıyor. III. Se- bir şekilde oraya doğru gidiyorlar. Yani bütün dünyada bunu
limler şunlar bunlar falan yurtdışından İtalya’dan falan birta- gerçekleştiriyorlar. O nedenle bir akım çıktığında hemen üs-
kım besteciler getirtiyorlar. Sultanlar için bile besteler yapılıyor. tüne atlıyoruz. Küreselleşme emperyalizmin yeni bir hege-
Onların CD’leri falan çıktı aslında. İşin ilginç yanı bizim padi- monyası. O açıdan bunların farkına varana kadar epey yol
şahlarımız da batı gibi çok sesli besteler yapmışlar. Demek ki kat etmiş oluyoruz aslında. 1950’de gerileme oldu dedik,
o dönemde batılılaşma meselesiyle birlikte çok seslilik de gir- 1960’ ta bunların düzelmesinde bir parça adım atıldıysa da
miş.
genel ivme, genel grafik çok da ileriye doğru gitmiyor gördü-
Feodalizmin sonlarına doğru yavaş yavaş o çok sesliliğin ğüm kadarıyla.
girmesi var ya o çok sesliliğin girmesi önce bizim paralel beşli ‘50 öncesi dönemde hatırı sayılır çoklukta, nicelikte eser
dediğimiz sese yatkınlığı var. Batıda da çok seslilik onunla baş- var. Ama önemsenmediğinden dolayı ne kimse çalıyor ne din-
lamış. Bizde de öyle. Mesela bizim aşık düzeninde bağlama leniyor. Halk bilmiyor bile ne yapılmış. Oysa çok güzel şeyler
çalarken bir yerden sonra paralel beşli dediğimiz aralığı oluş- yapılmış. Benim görüşüm şu aslında, Türkiye’de birikim çok
turur, onunla çalarlar. Mesela Aşık Veysel’in çalmalarında var- fazla. Ama biz bunları doğru bir politikayla bir araya getirip
dır iki tele birden basar ve paralel beşli çıkar.
ortaya çıkaramıyoruz.”
Yani bazı halk müzikçi arkadaşlarımız bizim müziğimizde (2007/11, Sayı 67 TAVIR)
16 TAVIR aralık 2019