Page 13 - Nabız Birinci Sayı_Neat
P. 13

“Niçin tereddüt ediyorlar? Olacak olur” dedikten sonra karnını göstererek, “Bu dayanılmazdır” diye ekledi.
          Hazırlığını tamamlayan Dr. Kâmil Berk saat 12.00’de ponksiyona başladı. Atatürk karnındaki bütün suyun
          alınmasını istedi ve boşaldıkça ne kadar su çıktığını soruyordu. Çekilen su miktarı litre hesabı olarak
          Dr. Nihat Reşat Belger tarafından izlenmekteydi. Gerçekte altı litre su alındığı halde Atatürk’e bunun iki
          katı söylendi.

           Bu ikinci su alınmasından sonra Atatürk epeyce rahatladı ve canı enginar yemeği istedi. Fakat bu sebze
          o zaman İstanbul’da bulunmadığından Hatay’a ısmarlandı. Enginar geldiğinde durumu ağırlaşmıştı ve
          yemesi kısmet olmadı.

         8 Kasım 1938

          Gece fena geçti, derin confusion mentale (düşüncede, aklî çalışmalarda karışıklık) var. Bu sabah daha açıktır.
         Saat: 18.00’de iki defa kay etti. Akşama doğru yine dimağî teşevvüşler oldu ve geceye doğru fazlalaştı.
         “Beni gezdir” diyor, sonra:
           “Beni sağ tarafıma yatır” diyor, “ört, ört!” diye emrediyor. Bay Rıdvan çıkmak istiyor.
         “Nereye gidiyorsun? Of beni kaldır, belki bir şey olur” diyor. Yatırılıyor, uykuya dalıyor. 6.00’da uyanıyor.
         Süt veriliyor.
         “Denizde bir motor sesi var. Bu nedir?” diye soruyor ve tekrar uyuyor.
         “Rıdvan!” diye çağırıyor. Bir şey ister gibi bir jest yapıyor. Lâkin istediğini ifade edemiyor. Nihayet çay
         istiyor.
         “Beni kaldır” diye ısrar ediyor.
         “Of!.. Of!..” diyor. Bir şey söylemek istiyor. Lâkin kelimeleri seçemiyor.


          Atatürk’ün son sözü

          Atatürk’ün son komaya girişini Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza                                 13
          Soyak anlatıyor:

          “Özel hekimi Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp Atatürk’ten dilini uzatmasını istiyor ama Atatürk dilini içeri çekiyor.
          Kafasını sağa çevirip, biriyle konuşur gibi ‘Aleykümesselam’ diyerek 8 Kasım 1938 saat 19.00’da komaya
          giriyor. Vefat edene kadarki 38.5 saat boyunca konuşmuyor. Ben Nahl Suresi 32’inci ayet ve Vakıa Suresi 91,
          92’inci ayetlerde anlatılan inançlı bir insanın ölüm anının gerçekleştiğine inanıyorum. Kuran-ı Kerim’de
          anlatıldığı gibi Atatürk’ün ruhunu almaya gelen Azrail’e selam verdiğini düşünüyorum.”


          9 Kasım 1938

          Atatürk komada.;sıçramalar var. Akşama doğru nefes borusu dolgunluk sesleri başladı. Serum şırıngaları
          tatbik ediliyor.


         10 Kasım 1938


         Ehval-i umumiye (genel durum) fenadır. Koma devam ediyor. Agoni raileri (nefes borusu dolgunluğu) var.
         Saat 00:05’te sonda ile 140 cc.lük idrar boşaltıldı. Saat 02:00’de yarım balon oksijen verildi.


          Saat 8:00


         Atatürk’ün yüzü daha da soldu. Sapsarı oldu ve birden gırtlağından “Hi… Hi… Hi…” diye sesler
         çıkmaya başladı. Bu sırada oradaki doktorlardan Kâmil Berk gözleri yaşlı ve bir eli karyolaya dayalı
         olarak, diğer elindeki ıslatılmış pamukla Atatürk’ün ağzına su verme çabasındaydı. Üzüntüleri solgun
         yüzlerinden okunan Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter ile Dr. Abravaya Marmaralı, tabanla ilgili refleksleri
         kontrol etmekteler.
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18