Page 234 - 014 IMAN VE KUFUR MUVAZENELERI YENI.indd
P. 234
234 İMAN VE KÜFÜR MUVÂZENELERİ
ٓ
َ
ve ﴾ ٍ تاَ ٰ َ َ ْ َ َ ٰ َ َ ِء ٓ َ ا ِا يٰ َ ْ ا َ ُ ﴿ gibi
ّ
َ ّ
ّ ُ ّ
âyetlerin burçlarında tulû' ettiler. Bütün semâvâtı nurla, meleklerle
doldurdular, bir büyük câmiye ve mescide ve ordugâha çevirdiler. O
َ
َ
َ
ّ َ
seyyah ﴾ ْ ْ َ َ ْ َ ْ أ َ ۪ ا ﴿ cereyanına girdi. Dâllînden,
ِ
ُ ُ َ َ
ُ
﴾ ِّ ْ َ ِ ٍ ت َ ْوا ﴿ den kurtuldu. Birden, Cennet
ٍ
ٍ
ّ
gibi muntazam, güzel, muhteşem bir memleket gördü. Her tarafta
Hàlık-ı Zülcelâl’i bildiriyorlar, bir vaziyeti müşâhedesiyle, akıl ve
hayâlin kıymetleri ve vazifeleri bin derece terakkî etti.
İşte o seyyahın kâinâttaki seyahatinin yüzer nümûnesinden bu
mezkûr üç nümûneye kıyâsen sâir müşâhedâtını ve isimlerin cil-
veleriyle Vâcibü'l-Vücûd’un mârifetini, Risale-i Nura havâle edip
bu pek kısa işârete iktifâen, bu pek uzun kıssayı kısa keserek
Hàlık’ımızı bildiren kudsî sıfatlardan ve sıfât-ı seb'asından yal-
nız İlim ve İrâde ve Kudret gibi üç mühim sıfatların eserleriy-
le, tecellîleriyle ve tahakkuklarının hüccetleriyle kâinât Hàlık’ını
tanımağa, o dünya seyyahı gibi gayet kısa işâretlerle çalışacağız.
Tafsilâtını Risale-i Nura havâle ederiz.
* * *