Page 99 - Münip E-Book
P. 99

ÖYKÜ










             Dünyanın Merkezi






             KEMAL ÇAVUŞ        *


                eçim zamanıydı. İlçedeki bütün öğretmenler görev-  - Mecburi hizmet süreniz dolunca memleketinize dö-
             Sli oldukları köylere gitmek üzere yola çıkmışlardı.   nersiniz, dedim. O:
             Gece yatacağımız ve ertesi gün görev yapacağımız köy-
             lere askeri bir araçla gidiyorduk. Her öğretmen grubu,   - Ben mecburiyetten kalmıyorum. Hem zaten o dediği-
             görev yapacakları yere yakın bir karakolda geceleyecek-  niz çoktan doldu, dedi. Benim geveze arkadaşım hemen
             ti. Benim köyüm de ana yolun kenarından ayrılan bir   atıldı:
             yolla, kıvrıla kıvrıla çıkılan yüksek bir tepenin üzerin-  - E dolduysa bu dağ başında ne işiniz var? Benim dolsa
             deydi. Askeri araç bizi köye bıraktı. Karakol komutanı,   bir saat bile kalmam buralarda, dedi.
             bizi bir saat sonra gelip alacağını söyledi. Köyün göze
             çarpan tek binası köyün okuluydu.  Doğal olarak okula   - Bakalım, çocuklar büyüsün o zaman düşünürüz, dedi
             yöneldik, birkaç çocuk bizi karşıladı. Yanımdaki işgüzar
             meslektaşım:                                 - Eşiniz de mi öğretmen? dedim

             - Koşun, öğretmeni çağırın. Müfettişler geldi dersiniz,   - “Hayır, buraya geldikten sonra evlendim, eşim buralı,
             dedi. Ben kızdım.                            dedi.

             - Ne gerek var şimdi buna? Yanımdaki hala çok ilginç bir   - Buralı derken? Bu köyden mi? diye sordu arkadaşım.
             şaka yapmış gibi sırıtıyordu. Köyün öğretmeni geldi.
                                                          - Evet, dedi.
             - Hoş geldiniz, dedi sakince. Sonra ders saati olmadığı   Sonra biraz sessizlik oldu. Benim geveze yol arkadaşım
             için anahtarla okulu açmaya çalıştı. Ben:
                                                          yine abuk sabuk bir soru sormasın diye ben konuyu de-
             - Durun açmayın, arkadaş şaka yapıyordu. Biz, müfettiş   ğiştirdim.
             falan değiliz. Bu sene daha yeni atandık, dedim ama o:
                                                          - Büyük bir köy değil,  fazla öğrenciniz yoktur sanırım,
             - Olsun, dedi. Yine de okulumuzu bir görün.  dedim

             Sadece iki tane sınıf vardı. Öğrenci az olduğu için üçün-  - Evet yok. Toplam elli altı kişi. İki sınıf var; bir, iki ve
             cü sınıfa kadar olanlar bir sınıfta; dört ve beşler öbür   üçüncü sınıflar bir sınıfta, dört ve beşinci sınıflar diğer
             sınıfta ders işliyordu. Yakınındaki çocuklardan birine   sınıfta, dedi.
             seslenerek:
                                                          - Güzel köy, dedim.
             - Eve gidin çay yapsınlar, dedi.
                                                          - Evet. Aşağıda Bitlis Çayı akar. Bu tepeden her yeri gö-
             Çay içerken biraz konuştuk. Ege bölgesinin büyük şe-  rebilirsiniz.  Güneşin  doğuşunu  ve  batışını  seyretmek
             hirlerindenmiş. Uzun süredir burada görev yapıyormuş.   harikadır, dağların arasından doğar uzun ovadan batar,
             Ben:                                         sanki tepeden aşağıya iniyor gibi gelir bize, dedi.


             *   Çatalca Anadolu Lisesi Felsefe Öğretmeni.


                                                                                            2021/1   97
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104