Page 101 - Münip E-Book
P. 101
- Evet, dedi sıkılarak. Aslında, sadece dil kursu için de-
ğildi. Arayış işte… Macera. Dünyanın merkezi orasıdır
diyordum kendime ve yaşadığım yerin o merkezden çok
uzakta olduğunu düşünüyordum.
- Sonra vaz mı geçtiniz?
- Evet, orada yapamayacağımı anladım.
- Neden?
- Evimi özledim. Arkadaşlarımı, şarkılarımı, türkülerimi,
şiirlerimi. Sonunda Fransızca öğretmeni olmaya karar
verdim ama köy öğretmeni olarak atandım. Sonra da
branşa geçmekten vazgeçtim. Hem burada da çocuklara
boş zamanlarda Fransızca öğretiyorum, branşımdan ta-
mamen kopmadım yani.
kaybedecek zaman yok. Hemen dağcılık malzemelerimi
- Yaz tatili dönüm noktası olmuş sanırım, dedim
hazırladım, tepeden aşağıya indim. Sonra su geçirmez
botlarla yürümek işimi daha da kolaylaştırdı. Descartes - Evet. Köylüler ve öğrencilerim haklıydı. Aslında, geri
da zayıf bir çocuk zaten. dönmeye pek niyetim yoktu. Stajım kalkınca başka bir
iş bakarım diye düşünüyordum. Sonra köye dönmeye
- Zayıf olması bu sefer işe yaramış, dedim. Felsefe ile il-
karar verdim. Memlekete gelince ‘arkadaşlarımın’ tavrı-
gileniyorsunuz galiba?
nı düşündüm. Sonra da ben giderken ‘Döneceksin değil
- Biraz, dedi. Aslında Fransızca öğretmeniyim ama ih- mi?’ diye soran öğrencilerimi. Daha fazla duramadım. O
tiyaç olduğu için köy öğretmeni olarak atandım. İlk za- yaz, biraz erken geldim. Okulların açılmasına daha var-
manlar çok zor oldu. Evden hemen hemen hiç çıkma- dı. Çocuklar, bir mutlu oldu görseniz. Sonra köylüler,
dım. Bütün kış boyunca iki tane kitap çevirdim. Maaş herkes, her şey. Ben de çok mutlu oldum. Bazılarının
almaya bile iki ay sonra gittim. düşündüğü gibi, münzevi bir hayat sürmek için gelme-
dim buraya. Sevdiğiniz ve sevildiğiniz bir yerde kalmak-
- Sonra nasıl çıkmaya karar verdiniz? tan daha doğal ne olabilir ki? Aristo’nun fizik anlayışına
göre hareket eden bir cisim, uygun bir yer buluncaya ka-
- Sonra bahar geldi. Bir baktım, her yer rengârenk; ço- dar hareket etmeye devam edermiş. Benim için de öyle
cuklar, köylüler etrafımda cıvıl cıvıl.
oldu, dedi.
- Descartes’tan sonra sizi daha iyi tanımışlardır, dedim.
- O sene evlendiniz öyle mi?
- Bilmiyorum, belki… dedi. Yaz gelince okullar kapan- - Evet, o sene baharda evlendim.
dı. Memlekete gideceğim zaman hepsi kapıma geldiler,
çok üzgündüler. ‘Neden bu kadar üzgünsünüz?’ dedim. - Biraz özel olacak ama sizin gibi bir insanın geleneksel
‘Tekrar geri geleceksin değil mi?’ dediler, döneceğime bir köy kızıyla evlenmesi ilginç gerçekten, dedim.
bir türlü inanmıyorlardı. Bu soru, beni çok etkiledi. Son-
ra memlekete gittim. Bazı arkadaşlarım ‘hoş geldin’ bile - Aslında bir Fransız ile evlenseydim bu daha ilginç olur-
du. Eşim ve ailesi bir müddet İstanbul’da yaşamışlar.
demedi. Bazıları da açık açık dalga geçti; ‘Ne işin var Al- Eşim, liseyi orada bitirmiş. Evlendikten sonra da Açık
lah’ın dağında. Git turizmcilik yap çevirmenlik yap.’ dedi- Öğretim Fakültesi Tarih bölümünden mezun oldu,dedi.
ler. Birkaç ay Fransa’da kaldığımı bilenler, yüzüme karşı
‘Sen salaksın, Fransa’dan sonra gittiğin yere bak.’ dediler. - Neden gelmişler İstanbul’dan?
Üstelik bunu diyenler; Milliyetçilik, Halkçılık söz konusu
- Köyü özlemişler. Tepelerin sessizliğini, Bitlis Çayı’nın
olduğunda mangalda kül bırakmayan arkadaşlarımdı.
coşkusunu, güneşin doğuşunu, batışını… Kısacası dün-
- Demek bir süre Fransa’da kaldınız? yanın merkezini özlemişler.
2021/1 99