Page 188 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 188
lülüğü parçalayacak, tutsakları bölüpparçalayacak, itirafçılığı
dayatacak ve hapishaneleri, düzeni açısından bir tehlike olmak-
tan çıkaracaktı. Ama bu taktiğin önemli bir diğer yanı ise tut-
sakların siyasi kimliklerine, insanlık onurlarına yönelik
saldırıya direnişle karşılık verecekleri gerçeği üzerine kuruldu.
Yani oligarşi taktiğini içerde direnen tutsaklara, dışarıda onları
sahiplenen halka üst boyutta sistemli bir saldırı dalgasıyla
cevap vererek devrimci hareketi ciddi bir yenilgiye uğratma ve
halka gözdağı vererek sindirme üzerine kurdu.
Bu taktiğe karşı devrimcilerin nasıl bir taktik belirleyecek-
leri önem kazanmıştı. Tam da burada, bu kesitte mücadelenin
geneli açısından hapishanelerin diğer alanlar içinde öne çıktı-
ğını görmek, üretilecek taktiğin doğru ve yerinde olması başa-
rısı demekti. İkincisi ise düşmana verilecek cevap bu faşist
saldırıyı halka teşhir etmeli, düşmanın antipropagandasını
boşa çıkarmalı ve halkın faşizme karşı direnişinde nitelik sıç-
raması ve süreklilik yaratabilmeliydi.
Bu aşamada Parti-Cephe’nin oligarşinin taktiğine karşı
ortaya koyacağı devrimci taktik, ülkenin bütün hapishanele-
rinde başlatılacak Süresiz Açlık Grevi temelinde bir genel dire-
niş olarak belirlendi.
Süresiz Açlık Grevi uzun sürece yayılan, bu süreç boyunca
propagandasını yapan, ama aynı zamanda adım adım faşizmin
saldırılarını teşhir ederken bu saldırılara karşı halkın tepkisini
de açığa çıkaran bir direniş tarzıydı. Parti-Cephe bunun için
SAG önerisini diğer siyasetlere de sundu.
SAG temelinde yürütülen tartışmalar 20 Mayıs 1996’ya
gelindiğinde sonuca ulaştı ve 9 siyasi hareket Süresiz Açlık
Grevi direnişine başladı.
188