Page 191 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 191
sında TİKB de vardı. TİKB Süresiz Açlık Grevi tartışmalarında
bu saldırının hapishane odaklı bir direnişle geriletilemeyece-
ğini, hele Süresiz Açlık Grevinin devrimci güçleri vuran bir si-
laha dönüşme riski taşıdığını iddia ederken, Ölüm Orucuna
karşı çıkışını da “50-55’li günlerde sonuç alınabileceğiyle” ge-
rekçelendirdi. TİKB ile yol ayrımı netleşiyor, diğer siyasetlerin
ise Ölüm Orucu yapma düşünceleri ağırlık kazanmaya başlı-
yordu.
Evet, 12 yıl önce oligarşinin devrimcileri teslim alma pla-
nını bozmak için kendini fedayı göze almayı gerektiren Ölüm
Orucu direnişini yapan Devrimci Sol’a küfredenler, Ölüm
Orucu eylemine “siyasal cinayet”ten, “intihar”a varan bir dizi
seviyesiz nitelemelerde bulunanlar, 1996’ya gelindiğinde Ölüm
Orucunu tartışıyor, Ölüm Orucu yapmaya hazırlanıyorlardı.
Bu şunu gösteriyordu; 12 Eylül sonrası Ölüm Orucu dire-
nişinin ve şehitlerinin açtığı kanaldan gelişen mücadele, Parti-
Cephe’nin yıllardır silahlı-silahsız her alanda büyüttüğü savaş,
oportünizmi çok yönlü etkilemiş, Parti-Cephe’nin ideolojik
yönlendirmesi onları Ölüm Orucu yapmaya zorlamıştı.
Bu siyasetlerin hepsinin daha önce Ölüm Orucu eylem bi-
çimine intihar, maceracılık vb. nitelemelerle yaklaşırken, şimdi
‘96 Ölüm Orucuna “evet” demeleri elbette ki olumlu bir yanı
taşımakla birlikte, aynı zamanda ideolojik şekilsizliklerinin bir
sonucudur. İdeolojik şekilsizlikleri onları Ölüm Orucu eylemine
katılmaya götürmüştü.
ANAYOL yerini REFAHYOL’a Bıraktı; Hesaplaşma
Sürüyor
Süresiz Açlık Grevi kitleselliğinden bir şey kaybetmeden
coşkuyla sürüyordu. Aileler ısrarlı ve direngen tutumlarıyla so-
kakları ve Galatasaray önünü bir mevzi savaşına dönüştürmüş-
191