Page 155 - İslam ve Budizm
P. 155

Adnan Oktar



                 Nietzsche'nin Budizm Sempatisi
                 19. yüzy›l›n koyu ateistlerinden biri de Nietzsche idi. H›ristiyan-
             l›¤a karfl› koyu bir nefret besleyen, buna karfl›n putperest kültürünü

             ve putperest ahlak›n› savunan Nietzsche, savundu¤u görüfllerle 20.
             yüzy›l faflizminin ve özellikle de Nazizm'in fikri öncüsü oldu. Ni-
             etzsche, H›ristiyanl›¤a; flefkat, merhamet, tevazu, tevekkül gibi er-
             demleri savundu¤u için savafl aç›yor ve dolay›s›yla asl›nda ‹slam ve
             gerçek Yahudili¤in temel ahlaki prensiplerine de karfl› ç›k›yordu. ‹la-
             hi dinlere olan bu nefreti, kuflkusuz sadece bu dinlerin ahlaki pren-
             siplerinden de¤il, bundan da önemlisi, Nietzsche'nin fanatik ateiz-
             minden de kaynaklan›yordu. Amerikal› edebiyatç› Jason DeBoer, Ni-

             etzsche hakk›ndaki makalesinde "ateizm, Nietzsche'nin fikirlerinin
             çok önemli bir parças›d›r" der ve flunlar› ekler: "O tarafs›z bir elefl-
             tirmen de¤ildi; H›ristiyanl›¤a karfl› nefretle yan›p tutufluyordu ve
             ateistik yaz›lar› büyük bir kinle doluydu." 10
                 Ancak, tahmin edilebilece¤i gibi, Nietzsche'nin nefreti sadece
             ‹lahi dinlere karfl›yd›, pagan dinlere de¤il. Aksine, paganizmi övüyor

             ve yüceltiyordu. Özellikle de Budizm'i... Jason DeBoer'in ifadesiyle
             "ilginçtir ki, tarihteki en militan ateistlerden biri olmas›na karfl›n,
             Nietzsche tamamen din karfl›t› de¤ildi... Di¤er baz› dinlerin pek
             çok özelli¤ine sayg› ve hayranl›k duymufltu; bunlar paganizm ve
             hatta Budizm'di."  11
                 ‹ngiliz akademisyen David R. Loy ise, Nietzsche hakk›nda yaz-
             d›¤› bir makalede ayn› konuda flunlar› belirtir:

                 Nietzsche ve Budizm'i karfl›laflt›rmak neredeyse klasik bir ifl haline
                 gelmifltir ve bunun iyi bir gerekçesi vard›r: Aralar›nda derin bir
                 uyum görünmektedir. Morrison'un belirtti¤i gibi, pek çok ortak ö¤e
                 paylaflmaktad›rlar: Her ikisi de Tanr›s›z bir evrende insan›n merke-
                 zili¤ini vurgulamakta ve hiçbiri varl›k sorununun çözümü için getir-
                 dikleri çözümlerde d›fl bir varl›¤a dayanmamaktad›r... Her ikisi de



                                             153
   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160