Page 526 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 526
DARW‹N‹STLER‹N ÖNE SÜRDÜ⁄Ü ‹NSANLIK TAR‹H‹
TABLOSUNU YALANLAYAN BULGULAR
Arkeolog Michael A. Cremo ve Richard L. Thompson tarafından hazırlanan Forbidden Archeology
(Yasaklanmış Arkeoloji) kitabında sunulan deliller, evrimcilerin öne sürdükleri insanın tarihi tablosu-
nu alt üst etmektedir. Bu bulgular, evrimci anlayışa göre, hiç umulmadık dönemlerde umulmadık ka-
lıntıları ortaya koymaktadır. Örneğin, 1950'lerde Kanada Ulusal Müzesi'nden araştırmacı Thomas E.
Lee, Huron Gölü kuzeyinde, Sheguiandah'daki buzulların bıraktığı tortuların içinde gelişmiş taş alet-
ler bulmuştur. Bunların yaşlarının 65 bin ile 125 bin arasında olduğu meydana çıkınca, araştırma so-
nuçlarının yayınlanması ertelenmiştir. Çünkü bilim dünyasına hakim olan yanılgıya göre, Kuzey
Amerika'ya ilk insanların gelişi 120 bin yıl önce Sibirya'dan olmuştu ve bunun daha önce olduğunun
iddia edilmesi mümkün değildi.
Kitapta verilen bir başka örnek de şöyledir: Arjantin, Miramar'da arkeolog Carlos, Ameghino Pliosen
dönemine ait bozulmamış 3 milyon yıllık oluşumlarda bola taşları bulmuştur. Aynı katmanda, artık
Güney Amerika'da soyu tükenmiş bir Güney Amerika memelisi kemiği bulmuştur. Bu kemiğin içine
gömülü durumda bir çakmak taşı ok ucu da vardı. Daha sonra bir başka araştırmacı aynı oluşumun
içinde bir insan çenesi parçası buldu. Oysa Darwinistlere göre, bola taşları ve ok uçları yapabilen in-
sanlar ancak 100-150 bin yıl önce ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla, 3 milyon yıl öncesine ait bola taşları, bu
taşların içinde bulunan kemikler ve ok ucu evrimciler için açıklanması mümkün olmayan bulgulardır.
Ve bu durum evrim teorisinin bilimsel bulgularla çeliştiğini bir kez daha göstermektedir. 33
İngiliz araştırmacı-yazar Michael Baigent ise Ancient Traces (Antik İzler) kitabında, 1891 yılında 260-
320 milyon yıllık bir altın zincirin bulunduğunu anlatmaktadır. Bu zincirin 8 karat altın ve 16 karat
başka bir metalin alışımından yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Bir kömür parçasının içinden çıkan bu al-
tın zincirin orta kısmı iyice eskiyip aşınmış, ama uç kısımları sağlam durumdadır ve iki ucu birbirine
sıkıca bağlıdır. Aşınmış kısımın, kömür içine iyice işlemiş izi de vardır. Tüm bunlar, bulunan zincirin,
kömür parçası kadar eski olduğunu göstermektedir. Kömürün çıkarıldığı madendeki yatakların tarihi
34
ise 260-320 milyon yıl arasındadır. Evrimcilerin, insanın dahi olmadığını iddia ettikleri bir dönemde,
medeniyetin önemli göstergelerinden biri olan altın takının bulunması, evrimcilerin çizdiği insanlık
tarihi tablosunu yerle bir etmektedir.
Bir toplumun mücevher kullanması, süs eşyaları meydana getirmesi, o toplumun medeni bir yaşam
sürdüğünün önemli delillerindendir. Üstelik altın zincirin yapılabilmesi hem uzmanlık hem de teknik
donanım gerektiren bir iştir. Taştan aletler kullanarak ham altından düzgün bir zincir meydana getiri-
lemez. Açıktır ki, günümüzden milyonlarca yıl önce yaşayan insanlar da, takı ve mücevheri biliyor, es-
tetikten zevk alıyor, insani bir yaşam sürüyorlardı.
İnsanlık tarihinin evrimi teorisini yıkan bulgulardan biri de, 387 milyon yıllık olduğu tahmin edilen
demir çivi parçasıdır. Sir David Brewster tarafından British Association for the Advancement of Scien-
ce (İngiliz Bilimsel Gelişme Birliği)'ne sunulan raporda yer alan bilgiye göre, çivi kum taşı içinde bu-
lunmuştur. Kum taşının çıkarılmış olduğu taş yatağı Erken Devonian dönemine aittir, yaklaşık 387
milyon yaşındadır. 35
Burada sadece birkaç örneğine yer verdiğimiz bulgular, insanın evrimcilerin iddia ettiği gibi hiçbir za-
man yarı hayvan-yarı insan bir varlık olmadığını, asla hayvani bir yaşam sürmediğini göstermektedir.
Micheal Baigent, benzer örnekleri saydıktan sonra konuyla ilgili şöyle bir yorum yapmaktadır:
... Açıktır ki, bu verilerin hiçbiri dünya tarihiyle ilgili klasik tutucu bilimsel anlayış tarafından açıklanamaz...
Aslında bu deliller -sadece örneklerini incelediklerimizden bir teki bile-, göstermektedir ki, modern insan yeryü-
zünde çok uzun zamandan beri yaşamaktadır. 36
524 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2