Page 596 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 596
Sonunda bu fikirlerini 1859 yılında yayınlanan Türlerin Kökeni adlı kitabında açıkla-
dı. Bu kitapta, tüm canlı türlerinin tek bir ortak atadan geldiklerini, ancak zaman
içinde küçük değişimlerle birbirlerinden evrimleştiklerini iddia ediyordu.
Darwin'in teorisini Lamarck'ın teorisinden farklı kılan nokta, asıl vurguyu "do-
ğal seleksiyon" kavramına yapmış olmasıdır. Doğal seleksiyon, doğadaki yaşam
mücadelesinde, güçlü veya ortamın şartlarına daha uygun olan canlıların hayatta
kalmaları anlamına gelir. Darwin şöyle bir mantık kurmuştur:
"Bir canlı türü içinde doğal ve rastlantısal farklılıklar olmaktadır. Örneğin bazı
inekler daha büyük, bazıları daha koyu renklidir. Bu değişikliklerin hangisi avantaj-
lı ise, o özellik doğal seleksiyon tarafından seçilecektir. Böylece söz konusu avantaj-
lı özellik, o hayvan topluluğuna hakim hale gelecektir. Bu özelliklerin uzun zaman
içinde birikmesiyle de, ortaya yeni bir tür çıkacaktır."
Ancak Darwin'in ortaya attığı bu "doğal seleksiyonla evrim" teorisi, daha ilk
başta pek çok soru işaretini beraberinde getirmişti: Darwin'in "doğal ve rastlantı-
sal farklılıklar" dediği şey gerçekte ne idi? Bazı ineklerin daha büyük, bazı-
larının daha koyu renkli doğabildikleri doğruydu, ama bu farklılık-
lar milyonlarca bitki ve hayvan türünü nasıl açıklayabilirdi?
1) Darwin "canlılar kademe kademe evrimleşmişlerdir"
diyordu. Bu durumda çok sayıda "ara tür" yaşamış olma-
lıydı. Ama fosil kayıtlarında bu teorik canlılardan iz yok-
tu. Darwin bu sorun üzerinde çok kafa yormuş ve sonuç-
ta "bu fosiller ileride bulunabilir" demek zorunda kal-
mıştı.
2) Canlıların göz, kulak, kanat gibi kompleks organ-
ları doğal seleksiyonla nasıl açıklanabilirdi? Tek bir do-
kuları eksik olsa hiçbir işe yaramayacak olan bu organ-
ların, "kademe kademe" gelişmiş oldukları nasıl savu-
nulabilirdi?
3) Tüm bunların öncesinde, Darwin'in "tüm canlıla-
rın ortak atası dediği" ilk canlı organizma nasıl oluşmuş-
tu? Cansız madde, doğal süreçlerle canlı hale gelemeyece-
ğine göre, Darwin ilk canlının oluşumunu nasıl açıklayacak-
tı?
Darwin bu sorunların en azından bir kısmının farkındaydı.
Charles Darwin, teorisini ilkel bir bilim düze- Kitabına eklediği "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory)
yi içinde gelifltirdi. Dönemin geri teknolo-
adlı bölümde bunları kabul etmişti. Ancak bu sorunlara getirdiği
jisiyle üretilmifl üsttekine benzer ilkel mikros-
cevapların bilimsel açıdan bir geçerliliği yoktu. İngiliz fizikçi H.
koplar›n alt›nda, canl›l›k çok basit bir yap›ya
sahip gibi duruyordu. Bu yan›lg›, Darwi- S. Lipson, Darwin'in bu "zorlukları" hakkında şu yorumu yapar:
nizm'in temelini oluflturdu.
Türlerin Kökeni'ni ilk okuduğumda Darwin'in genelde sunulan tablo-
nun aksine, kendisinden pek de emin olmadığını fark etmiştim. "Teorinin Zorlukları" başlıklı bölüm, örneğin
çok belirgin bir güvensizlik yansıtmaktadır. Bir fizikçi olarak, gözün nasıl ortaya çıkmış olabileceği yönündeki
yorumları karşısında şaşkınlığa düştüm. 1
Darwin bilimsel araştırmalar ilerledikçe, "Teorinin Zorlukları"nın ortadan kalkacağını umuyordu. Ama
aksine, yeni bilimsel bulgular bu zorlukları daha da büyüttü.
594 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2