Page 715 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 715

Harun Yahya










                                                                                        Ahtapotlar, evrimcilerin ortaya
                                                                                        att›klar› hayali "hayat a¤ac›"na
                                                                                        göre insana en uzak canl›lar-
                                                                                        dan biridir. Ancak ahtapot gö-
                                                                                        zü ile insan gözü tamamen ay-
                                                                                        n› yap›ya sahiptir. Bu durum,
                                                                                        benzer yap›lar›n evrime delil
                                                                                        olmad›¤›n›n bir göstergesidir.























             sine mi, yoksa analog kategorisine mi dahil edecekleri sorusu, tamamen evrim teorisinin ön kabullerine
             göre cevaplanır. Bu ise, benzerliklere dayalı evrimci iddianın bilimsel bir yönü olmadığını göstermekte-
             dir. Evrimcilerin tek yaptığı, önceden doğru saydıkları evrim dogmasına göre, karşılarına çıkan bulgu-

             ları yorumlamaya çalışmaktan ibarettir.
                 Oysa ortaya koydukları yorum da son derece tutarsızdır. Çünkü "analog" saymak zorunda kaldıkla-
             rı organlar kimi zaman, olağanüstü derecede kompleks yapılarına rağmen birbirlerine o denli benzerdir

             ki, bu benzerliğin rastlantısal mutasyonlar sayesinde sağlandığını öne sürmek büyük bir mantıksızlık-
             tır. Eğer ahtapotun gözü, evrimcilerin iddia ettikleri gibi tamamen tesadüfen ortaya çıkmışsa, nasıl olur
             da omurgalı gözü de tıpatıp aynı tesadüfleri tekrarlayarak ortaya çıkabilir? Bu soruyu düşünmekten
             "başı ağrıyan" ünlü evrimci Frank Salisbury şöyle yazmaktadır:

                 Göz kadar kompleks bir organ bile farklı gruplarda ayrı ayrı ortaya çıkmıştır. Örneğin ahtapotta, omurgalı-

                 larda ve artropodlarda. Bunların bir defa ortaya çıkışlarını açıklamak yeteri kadar problem oluştururken,
                 modern sentetik (neo-Darwinist) teoriye göre, farklı defalar ayrı ayrı meydana geldikleri düşüncesi başımı
                 ağrıtmaktadır.  232

                 Evrimci teoriye göre, kanatlar da birbirinden bağımsız olarak dört kez "tesadüfen" ortaya çıkmıştır:
             Böceklerde, uçan sürüngenlerde, kuşlarda ve uçan memelilerde (yarasada). Doğal seleksiyon-mutasyon
             mekanizmalarıyla açıklanamayan kanatların dört kez ayrı ayrı oluşmaları, hem de bu oluşan kanatların

             birbirine benzer yapılar sergilemeleri, evrimci biyologlar için bir başka baş ağrısı nedeni oluşturur.
                 Bu konuda evrimci tezi çıkmaza sürükleyen en somut örneklerden biri de, memeli canlılarda ortaya
             çıkar. Çağdaş biyolojinin ortak kabulüne göre, tüm memeliler üç temel kategoriye ayrılır; plasentalılar,
             keseliler (marsupials) ve monotreme'ler (yumurta ile üreyen memeliler). Evrimciler, bu ayrımın meme-

             lilerin henüz ilk başlangıcında doğduğunu ve her üç kategorinin birbirlerinden tamamen bağımsız ola-
             rak ayrı birer evrim tarihi yaşadığını varsayarlar. Ancak ne ilginçtir ki, plasentalılar ve keseliler arasın-
             da birbirlerinin neredeyse aynı olan "çiftler" vardır. Keseli kurtlar, kediler, sincaplar, karınca yiyenler,
             köstebekler ve fareler, hem plasentalılar kategorisinde hem de keseliler kategorisinde birbirlerine çok

             benzer yapılarıyla bulunmaktadır.        233  Yani evrim teorisine göre, birbirlerinden tamamen bağımsız mu-
             tasyonların, bu canlıları ikişer kez "tesadüfen" üretmiş olmaları gerekmektedir! Bu gerçek, evrimciler
             açısından baş ağrısının çok ötesinde sıkıntılara neden olacak bir sorundur.
                 Plasentalı ve keseli memeliler arasındaki ilginç benzerliklerden biri, Kuzey Amerika kurdu ile Taz-

             manya kurdu arasındadır. Bu canlılardan ilki plasentalılar, ikincisi ise keseliler sınıflamasına dahildir.





                                                                                                                          Adnan Oktar    713
   710   711   712   713   714   715   716   717   718   719   720