Page 718 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 718

daki ya da anne karnındaki gelişim aşamalarının da paralel olmaları gerekir. Oysa benzer organlar için bu

                  embriyolojik süreç her canlıda birbirinden farklıdır. Biyolog Pere Alberch de bu konuda şu tesbiti yapmak-
                  tadır:

                       Homolog organların tamamen farklı başlangıç durumlarından meydana geldikleri, istisnadan daha çok bir ku-
                       raldır. 237

                       Benzer yapıların birbirine hiç benzemeyen süreçler sonucu ortaya çıkışına, gelişme evresinin son dö-
                  nemlerinde de sık rastlanır. Bilindiği gibi birçok hayvan türü, erişkinliğe giden yolda, "dolaylı gelişim" ola-

                  rak bilinen bir süreçten, yani larva döneminden geçmektedir. Örneğin, birçok kurbağa hayata yüzen tetar-
                  lar olarak başlar ve metamorfozun en son döneminde dört ayaklı bir hayvana dönüşür. Bununla birlikte,
                  larva dönemini pas geçen ve doğrudan gelişen birçok kurbağa türü de vardır. Ancak doğrudan gelişen söz
                  konusu kurbağa türlerinin çoğunun erişkinleri, tetra evresinden geçerek gelişen diğer kurbağa türlerinden

                  neredeyse hiç ayırt edilemezler. Aynı olaya, deniz kestanelerinde ve diğer bazı benzer türlerde de rastla-
                  nır. 238
                       Kısacası genetik ve embriyolojik araştırmalar, Darwin'in "canlıların ortak bir atadan evrimleştiklerinin
                  delili" şeklinde tarif ettiği homoloji kavramının, gerçekte hiçbir şekilde bu tarife delil oluşturmadığını gös-

                  termektedir. Homoloji, yüzeysel bir bakışla "ikna edici" gibi görünen, ama kapsamlı olarak incelendiğinde
                  tutarsızlığı açıkça ortaya çıkan evrimci bir yanılgıdır.


                       Tetrapodlar›n Parmak Yap›s› Hakk›ndaki Homoloji Yan›lg›s›


                       Morfolojik homoloji iddiasının, yani canlılardaki şekilsel benzerliklere dayanan evrimci tezin geçersiz-
                  liğini inceledik. Ancak bu konudaki ünlü bir örneği biraz daha yakından incelemek yararlı olacaktır. Bu ör-
                  nek, evrimle ilgili hemen her kitapta homolojinin en açık delili olarak gösterilen "tetrapodların beş par-

                  maklı el ve ayak yapısı" örneğidir.
                       Tetrapodların, yani karada yaşayan omurgalıların ön ve arka ayaklarında beşer parmak bulunur. Bun-
                  lar her zaman tam bir parmak görünümünde olmasa da, kemik yapısı itibarıyla "beş parmaklı" (penta-

                  dactyl) sayılır. Bir kurbağanın, kertenkelenin, sincabın ya da maymunun el ve ayakları bu yapıdadır. Hat-
                  ta kuşların ve yarasaların kemik yapıları da bu temel tasarıma uygundur.
                       Evrimciler ise, tüm bu canlıların tek bir ortak atadan geldiğini iddia etmektedirler ve beş parmaklılık
                  olgusunu da uzun zaman buna delil saymışlardır. Bu iddianın bilimsel bir geçerliliği olmadığı ise anlaşıl-
                  mış durumdadır.

                       Öncelikle bugün evrimciler bile, aralarında hiçbir evrimsel ilişki kuramadıkları farklı canlı grupların-
                  da beş parmaklılık özelliği olduğunu kabul etmektedirler. Örneğin evrimci biyolog M. Coates, 1991 ve 96
                  yıllarında yayınladığı iki ayrı bilimsel makaleyle, beş parmaklılık (pentadactyl) olgusunun, birbirinden ba-

                  ğımsız olarak iki ayrı kez ortaya çıktığını belirtmektedir. Coates'e göre, beş parmaklı yapı, hem anthraco-
                  saurlarda hem de amfibiyenlerde birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır.                 239  Bu bulgu, beş parmaklı-
                  lık olgusunun "ortak ata" varsayımına delil oluşturamayacağının bir göstergesidir.
                       Evrimci tezi bu konuda zora sokan bir diğer nokta da, söz konusu canlıların hem ön hem de arka ayak-
                  larının beşer parmaklı olmasıdır. Oysa evrimci literatürde ön ve arka ayakların tek bir "ortak ayak"tan gel-

                  dikleri öne sürülmemektedir ve ayrı ayrı geliştikleri varsayılmaktadır. Dolayısıyla ön ve arka ayakların ya-
                  pısının da, farklı rastlantısal mutasyonlar sonucu farklı olması beklenmelidir. Michael Denton bu konudan
                  şöyle söz eder:

                       Gördüğümüz gibi tüm karada yaşayan omurgalıların ön ayakları aynı pentadactyl (beş parmaklı) dizayna sa-

                       hiptir ve bu da evrimci biyologlar tarafından, bu canlıların ortak bir atasal kaynaktan geldikleri şeklinde yo-
                       rumlanmaktadır. Ancak arka ayaklarda da yine aynı pentadactyl tasarım vardır ve gerek kemik yapıları gerek-
                       se embriyolojik gelişimleri yönünden ön ayaklara çok benzerler. Ancak hiçbir evrimci, arka ayakların ön ayak-
                       lardan geldiğini ya da arka ve ön ayakların ortak bir kaynaktan evrimleştiğini savunmamaktadır... Aslında, bi-

                       yolojik bilgi arttıkça, canlılardaki benzerlikleri ortak atadan geldikleri varsayımı ile açıklamak daha zayıf hale






                716 Yarat›l›fl Atlas›  Cilt 2
   713   714   715   716   717   718   719   720   721   722   723