Page 724 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 724

BA⁄IfiIKLIK, "KÖRELM‹fi ORGANLAR"

                                                               VE EMBR‹YOLOJ‹





















                               nceki bölümlerde, evrim teorisinin paleontoloji ve moleküler biyoloji alanlarında içine düştüğü

                               çelişkileri ve açmazları bilimsel deliller ve bulgular ışığında inceledik. Bu bölümde ise, evrim-
                  Ö ci kaynaklarda teoriye delil olarak gösterilen bazı biyolojik olguları ele alacağız. Bu olgular,

                  yaygın olan kanının aksine, gerçekte evrim teorisini destekleyen hiçbir bilimsel bulgu olmadığını göster-
                  mektedir.



                       Bakterilerin Antibiyotik Direnci


                       Evrimcilerin teorilerine delil olarak göstermeye çalıştıkları biyolojik olgulardan biri, bakterilerin anti-

                  biyotik direncidir. Evrim teorisini destekleyen pek çok kaynak, antibiyotik direncini "faydalı mutasyonla-
                  rın canlıları geliştirmesine dair bir örnek" olarak gösterir. Benzer bir iddia, DDT gibi böcek öldürücü ilaç-

                  lara karşı bağışıklık geliştiren böcekler için de ileri sürülür.
                       Oysa bu konuda da evrimciler yanılmaktadırlar.

                       Antibiyotikler, bazı mikroorganizmalar tarafından diğer mikroorganizmalara karşı savaşmak üzere
                  üretilen "öldürücü moleküllerdir". İlk antibiyotik, 1928 yılında Alexander Fleming tarafından keşfedilen

                  penisilindir. Fleming, küf mantarının (mold), Staphylococcus bakterisini öldüren bir molekül ürettiğini fark
                  etmiş ve bu buluş tıp dünyasında yeni bir çığır açmıştır. Mikroorganizmalardan alınan antibiyotikler çeşit-

                  li bakterilere karşı kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Ancak bir zaman sonra bir gerçek fark edil-
                  miştir: Bakteriler antibiyotiklere karşı zamanla bağışıklık kazanmaktadırlar. Bunun mekanizması ise şöyle

                  işlemektedir: Antibiyotiğe maruz kalan bakterilerin büyük kısmı ölmekte, ama bazıları bu antibiyotikten
                  etkilenmemekte ve bunlar hızla çoğalarak tüm popülasyonu oluşturur hale gelmektedirler. Böylece tüm

                  popülasyon, antibiyotiğe dirençli hale gelmektedir.
                       Evrimciler ise bu olguyu, "bakterilerin şartlara uyum sağlayıp evrimleşmesi" olarak gösterme çabasın-

                  dadırlar.
                       Oysa olay bu yüzeysel evrimci değerlendirmeden çok daha farklı gerçekleşmektedir. Bu konuda en de-

                  taylı çalışmaları yapan isimlerden biri, 1997 yılında yayınlanan Not By Chance adlı kitabıyla tanınan İsrail-
                  li biyofizikçi Prof. Lee Spetner'dır. Spetner, bakteri bağışıklığının iki farklı mekanizma ile sağlandığını,

                  ama bunların ikisinin de evrim teorisine hiçbir kanıt oluşturmadığını anlatır. Bu iki mekanizma:









                722 Yarat›l›fl Atlas›  Cilt 2
   719   720   721   722   723   724   725   726   727   728   729