Page 725 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 725
Harun Yahya
1) Bakterilerde zaten var olan
direnç genlerinin aktarılması ve,
2) Mutasyon sonucunda genetik
bilgi kaybına uğrayan bakterilerin
antibiyotiğe dirençli hale gelmesi-
dir.
Spetner, 2001 tarihli bir makale-
sinde ilk mekanizmayı şöyle açıkla-
maktadır:
Bazı mikroorganizmalar, antibiyotikle-
re direnç sağlayan genlere sahiptirler.
Bu bağışıklık, antibiyotik molekülü-
nün formunu bozma veya onu hücre-
den dışarı atma sayesinde gerçekleşir.
Bakteriler, direnç genlerini birbirlerine aktararak antibiyotiklere karfl› k›sa sü- Bu genlere sahip olan organizmalar
rede ba¤›fl›kl›k kazan›rlar. Üstte, E. coli bakterilerinin oluflturdu¤u bir bunu diğer bakterilere transfer ederek
popülasyon yer al›yor.
onlara da bağışıklık kazandırabilirler.
Bağışıklık mekanizması belirli bir antibiyotiğe yönelik olsa da, pek çok patojenik bakteri... farklı gen setleri
edinmeyi ve çeşitli bakterilere karşı bağışıklık kazanmayı başarmıştır. 256
Prof. Spetner bunun bir "evrim delili" olmadığını ise şöyle açıklar:
Antibiyotik bağışıklığının bu şekilde elde edilmesi... evrim için delil oluşturması beklenen mutasyonlar için
bir prototip (örnek) oluşturmaz. Teoriyi (evrimi) sergileyen mutasyonlar, bakterinin genomuna bilgi ekleyen
genetik değişiklikler değildir; bu değişiklikler aynı zamanda tüm biokozma (biyolojik dünyaya) bilgi ekle-
melidir. Genlerin yatay transferi, sadece, zaten bazı türlerde var olan genetik bir bilgiyi dağıtmaktadır. 257
Yani ortada bir evrim yoktur, çünkü yeni bir genetik bilgi ortaya çıkmamakta, sadece zaten daha ön-
ceden var olan bir genetik bilgi bakteriler arasında transfer edilmektedir.
Bağışıklığın ikinci türü, yani mutasyon sonucunda ortaya çıkan bağışıklık da bir evrim örneği değil-
dir. Spetner konuyu şöyle açıklar:
Bazen de bir mikroorganizma, tek bir nükleotidin (DNA basamağının) rastlantısal olarak yer değiştirmesi so-
nucunda bir antibiyotiğe karşı bağışıklık edinir... Selman ilk kez Waksman ve Albert Schatz tarafından keş-
fedilen 1944'de rapor edilen Streptomisin (Streptomycin), bakterilerin bu yolla bağışıklık kazanabildiği bir
bakteridir. Ama her ne kadar geçirdikleri mutasyon, Streptomisinin varlığı durumunda mikroorganizmaya
yararlı olsa da, yine de bu, neo-Darwinist teori tarafından ihtiyacı duyulan mutasyon türü için bir prototip
oluşturmaz. Streptomisine bağışıklık sağlayan mutasyonun etkisi ribozomda ortaya çıkar ve bu mutasyon,
antibiyotik molekülü ile ribozom arasındaki moleküler eşleşmeyi bozar. 258
Spetner, bu olayı Not By Chance isimli kitabında kilit-anahtar ilişkisinin bozulmasına benzetmekte-
dir. Streptomisin, bir kilide birebir uyan bir anahtar gibi, bakterilerin ribozomuna yapışır ve bu rizobo-
mu etkisiz hale getirir. Mutasyon ise, ribozomun şeklini bozmakta ve bu durumda Streptomisin ribozo-
ma yapışamamaktadır. Bu, "bakteri Streptomisin'e karşı bağışıklık kazandı" gibi yorumlansa da, aslında
bakteri için bir kazanç değil kayıptır. Spetner şöyle devam eder:
Ortaya çıkmaktadır ki, (ribozomun yapısındaki) bu bozulma, bir spesifiklik azalması, yani bir bilgi kaybıdır.
Asıl nokta şudur ki, (evrim) bu gibi mutasyonlar ile sağlanamaz, bu mutasyonlar ne kadar çok olursa olsun.
Evrimin, spesifikliği azaltan mutasyonlarla inşa edilmesi mümkün değildir... 259
Konunun özeti şudur: Bakterinin ribozomuna isabet eden bir mutasyon, bu bakteriyi Streptomisin'e
Adnan Oktar 723