Page 110 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 110
108 DİNSİZLİĞİN İLKEL MANTIĞI
de olduklarından, olayları hep böyle görmek isterler. Söz geli-
mi, üniversitede istedikleri branşı kazanamayacaklarını, kazan-
salar bile okulu bitiremeyeceklerini, mezun olsalar bile bu ha-
yat şartlarında iş bulamayacaklarını, bulsalar bile başarılı olmak
için yılların geçmesi gerektiğini, istedikleri gibi bir evlilik yapa-
mayacaklarını, yapsalar bile mutlu olamayacaklarını, zengin ve
lüks bir hayat yaşayamayacaklarını, çocuklarını istedikleri gibi
yetiştiremeyeceklerini, onların "mürvetlerini göremeden" öle-
ceklerini, mezarlarına kimsenin gelmeyeceğini, hemen unutula-
caklarını düşünür ve buna benzer bitmek bilmeyen bir dizi
ümitsizlik hezeyanları sergileyip dururlar. Kuran'da bu insanla-
rın içinde bulundukları umutsuz ruh hali şöyle ifade edilmiştir:
İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan
çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuz-
luğa kapılır. (İsra Suresi, 83)
İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat
ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir
umutsuzdur. (Fussilet Suresi, 49)
Bu kötü ahlakı yaşayan insanlar cahiliye toplumunda "şom
ağızlı" olarak da adlandırılırlar. Her konuda hep olumsuz tel-
kinler yapmaları ve çevrelerini telaşlandıracak şekilde kötü ve
ümitsiz tahminlerde bulunmaları, etraflarındaki insanların da
sinirlerini bozar. Söz gelimi uçağa binmek üzere olan dostları-
na "ya uçağınız düşerse, ya sağ salim gelemezseniz" gibi ümit-
sizce konuşmalar yaparak, huzursuzluk verirler. Bir parça ök-
süren birine "çok hastasın galiba" gibi felaket tahminlerinde
bulunurlar. Büyük yatırımlar yaparak kurulan bir işyerinin, or-
tada hiçbir ihtimal olmadığı halde, sürekli olarak iflas edebile-