Page 111 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 111
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 109
ceğinden endişe eder ve başarılı olamayacağı hakkında fikir be-
yan ederler.
Kuşkusuz bu sayılanlar günlük hayatta rastlanabilen sınırlı
birkaç örnektir. Ama burada dikkat çeken husus, bu ahlakı
üzerinde barındıran cahiliye insanının, sadece kendini değil, et-
rafını da rahatsız eden bir sistem oluşturduğudur. İşte bu sis-
tem, cahiliyenin ilkel mantığının bir ürünüdür. Bu ilkel mantı-
ğın ana özelliği ise, kişilerin bile bile kendilerine hem dünyada
hem de ahirette hiçbir şey kazandırmayan, hatta sıkıntı ve hu-
zursuzluk yaratan bir sistemi kabulleniyor olmalarıdır.
İslam dininin getirdiği yüksek ahlak ise, bu ilkel mantığın
çok üstünde bir dünya görüşü sunar. Allah'ın sınırsız ve son-
suz gücünü bilmenin verdiği ümitvar yapı, müminlere sadece
dünyada değil aynı zamanda ahirette de neşe ve huzur getirir.
Onlar daima Allah'ın ayette bildirdiği, "… Allah'ın rahme-
tinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan
başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez." (Yusuf
Suresi, 87) emrine uyarlar.
Umursuzluk
"Umursuzluk" terimi, cahiliye insanlarının olaylar karşısın-
daki ilgisiz ve duyarsız tavırlarını ifade eder. Küçük yaşlarından
itibaren çevrelerinde bu yapıyı görerek büyüyen kimi insanlar,
umursuz davranışların doğal olduğunu düşünürler. Oysa cahi-
liye mantığının dışına çıkılıp bakıldığında görülen gerçek, umur-
suzluğun, vicdanın bir nevi uyuşturulması ve dondurulması
olduğudur.
Vicdanın açık ve güçlü olması, kişiye hayatın her anında çe-