Page 116 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 116
114 DİNSİZLİĞİN İLKEL MANTIĞI
Henüz ilkokul yıllarında ailesinin tembih ve telkinleriyle kök
salan bu çirkin mantık, çocuğun oyuncaklarını, yiyeceklerini,
odasını, ailesini sahiplenmesi ve kimseyle paylaşmamasıyla ken-
dini gösterir. Sonraki yıllarda ise, kişinin malını paylaşmamasın-
daki bu kararlılığına bir de insaniyetsiz ve düşüncesizce tavırlar
eklenir.
Egoist olan bir insan sadece kendi rahatını düşünür. Bu
yüzden de başkalarının ihtiyaçları ve sorunlarıyla hiçbir şekilde
ilgilenmez. Karşısındakinin ihtiyacı olduğunu bile bile, karşısına
geçip yemeğini yer ama paylaşmak aklına bile gelmez. Hasta ol-
duğunda kendine çok özenli bir bakım uygular ama bir başka-
sı hastalandığında buna hiç gerek duymaz. Arabasıyla yoldan
geçerken bir arkadaşının yağmurdan sırılsıklam olduğunu gö-
rür. Aynı istikamete gittiği halde sırf arabası çamur olmasın di-
ye arabaya almaz, görmezlikten gelip geçer. Yanındaki insanın
düştüğünü görse, yardım edeceği yerde gülüp geçer ve kendi
işine devam eder...
Günlük hayatın her aşamasında ortaya çıkan bu insaniyet-
siz tavırlar, istisnai ve hayati durumlarda da aynı mantıkla de-
vam eder. Örneğin ölmek üzere olan bir insana kan vermesi
istenir, kendine hiçbir zararı olmadığı halde, insaniyetsizliğin-
den, rahatına ve keyfine olan düşkünlüğünden dolayı bunu ka-
bul etmez.
Din ahlakında ise bencilliğin, egoistliğin ve insaniyetsizliğin
yeri yoktur. Aksine müminler her an vicdanlarını tüm güçleriy-
le kullandıkları için, çevrelerindeki eksiklikleri ve ihtiyaçları gö-
rür ve bunlar karşısında en insaniyetli tavırları sergilerler. Bu-
nu gerçekleştirirken de, asla karşı tarafı minnet altında bırak-