Page 117 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 117
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 115
mazlar. Müminlerin yaşadığı bu fedakarlık ve insaniyet anlayışı-
nın güzel örneklerinden biri Kuran'da şöyle bildirilir:
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği,
yoksula, yetime ve esire yedirirler. "Biz size, an-
cak Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden
ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür. Çünkü
biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimiz-
den korkuyoruz." (İnsan Suresi, 8-10)
Geçimsiz, ters ve aksi huylu olmaları
Cahiliye toplumlarında, sadece aşırı derecede problemli
insanlara "geçimsiz" sıfatı yakıştırılır. Gün içerisinde arada bir
çıkan tartışmalar ya da çekişmeler ise bu tanımlamaya dahil
edilmez. Oysa oldukça hoşgörülü ve mazlum olarak bilinen bir
insan bile, belli konularda belli kişilere karşı aksi bir tavır içe-
risine girebilir. Mutlaka geçinemediği ya da tahammül edeme-
diği insanlar vardır yaşamında. Ancak cahiliyenin ilkel mantığı
içerisinde tüm diğer ahlak çarpıklıkları gibi, bu kötü tavır da ol-
dukça "makul" ve "olağan" karşılanmaktadır.
Aile yaşantıları bitmek bilmeyen geçimsizliklere sahne
olurken, "aile meseleleri" ya da "her ailede olur böyle şeyler"
gibi sözlerle bu tavrın çirkinliğini geçiştirmeye çalışırlar. Arka-
daş ilişkilerinde neredeyse her gün anlaşmazlıklar, küsmeler ve
kavgalar yaşanır; bunu da "arkadaşlıklarda olur böyle şeyler"
gibi anlamsız açıklamalarla kabullenirler. Okulda öğretmenle-
riyle, işyerinde patronlarıyla ve diğer çalışanlarla, trafikte araç
sahipleriyle, apartmanda komşularıyla, akrabalarıyla kısacası di-
yalog kurdukları herkesle bir çekişme içerisindedirler.