Page 145 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 145
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 143
Başta da belirttiğimiz gibi bir de gerçek anlamda kabadayı-
lar vardır. Bu kişiler de insanlar üzerinde ciddi anlamda bir
çekinme ve korku hissi uyandırırlar. "Peki bu insanlar böylesi-
ne ciddi bir etkiyi nasıl olur da oluştururlar?" diye soracak
olursanız, bunun halk arasında "gözü kara" diye ifade edilen
tavırla elde edildiğini söyleyebiliriz. Elbette dünyevi hiçbir
kayıptan korkmamak ve Allah'a kul ve dost olmak için gözü
kara olmak çok güzel ve övgüye layık bir tavırdır. Müminler
Allah yolunda cesur ve kararlı insanlardır ve sadece Allah'tan
korkarlar. Ancak cahiliye ahlakında kast edilen bu gözükaralık
asla olumlu manada değildir ve "delilik" derecesindedir. Böyle
bir kimse hiçbir şeyden, hiç kimseden korkmadığını, bu neden-
le de hiçbir kural tanımayacağını, "aklına her eseni" yapabile-
ceğini sürekli hissettirir. Tanımadığı bu kurallar arasında kişisel
haklardan, toplumsal kurallara, devletin kanunlarına kadar her
türlü prensip yer alabilir.
Böyle bir insanın öfkelendiğinde, öfkesini yenmek gibi bir
özelliği yoktur. Aksine sinirlendiği zamanlarda bu ahlakını çok
daha kapsamlı olarak yaşayabileceği için, genellikle herşey
yolunda gitse, çok huzurlu ve neşeli ortamlar içerisinde bile
olsa, o hep sebepsiz bir öfke ve kin içerisindedir.
Çevresine asıl korku salan şey de, onun bu sebepsiz öfke-
si ve her zaman ters olan tavırlarıdır. Bazen yalnızca bakışlar-
dan bile rahatlıkla anlaşılan bu ters tavırlar, karşı tarafın hemen
toparlanmasına ve bu kimsenin öfkesine hedef olmamak için
aşırı derecede "yaranmaya" çalışmasına neden olur. Bu da,
kabadayı kültürünü yaşayan kimsenin hedeflediği sonuçlardan
biridir. Ancak bu şekilde kendince herkesten üstün ve güçlü