Page 141 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 141
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 139
mümkünse birkaç yabancı dil bilmek, cahiliyenin ilkel "kalite"
anlayışında ilk sıralarda yer alır. Ancak bunu ifade etmedeki
sözde profesyonellik de, en az yabancı dil bilmek kadar önem-
lidir. Konuşurken ara ara yabancı kelimeler kullanmak, özellik-
le de Türkçe yerine yabancı dilde konuşmaya daha aşina olun-
duğu havasını vermek için Türkçeyi hatırlayamıyormuş gibi
yapmak ya da yabancı kelimeleri abartılı bir aksanla kullanmak
cahiliye toplumunda "havalı" sayılan, ancak çok küçük düşürü-
cü ve basit bir tavırdır. Böyle yapılınca karşı tarafta bir anda
pek çok imaj birden uyandırır. Öncelikle bu kişi muhtemelen
yabancı dilde eğitim veren özel ve pahalı bir kolejde okumuş-
tur. Dolayısıyla zengin bir aileden gelmektedir. Kelimenin
Türkçesi'ni hatırlayamadığı halde, yabancı dildeki karşılığını
hemen bulması ise, onun yabancı dile daha alışkın olduğunu
göstermektedir. Öyleyse büyük olasılıkla ya tahsilini yurt dışın-
da tamamlamış, ya uzun seneler yabancı ülkelerde yaşamış, ya
da sık sık yurt dışı seyahatlerine çıkmıştır.
Oysa ki çoğu zaman, çevrelerine kendilerini bu imajla ta-
nıtmaya çalışan insanlardan bazılarının doğru düzgün tek bir
yabancı dil bile bilmediklerini, zengin bir aileye mensup olma-
dıklarını ve hayatlarında bir kez olsun yurt dışına çıkmadıkları-
nı görürüz.
Özenti ruhu sadece yabancı kelimeler kullanmakla ortaya
çıkmaz elbette. Bu kimseler, geçirdikleri bir kazayı bile hava
atma vesilesi olarak kullanmaya çalışırlar. Örneğin yolda yü-
rürken bileklerini incitirler ama çevrelerine "hava atabilmek"
amacıyla, kayak yaparken ayaklarını kırdıklarını söylerler. Bu
onlar için gerçekten de bulunmaz bir fırsattır. Öyle ki bazen