Page 139 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 139
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 137
mez de arkalarından onları "çekiştirmeye" başlarlar. Yüzlerine
karşı farklı, arkalarından farklı bir tavır göstermenin basitlik ol-
duğunu çok iyi bilir ama buna rağmen bunu uygulamaktan hiç
çekinmezler.
Bu çirkin ahlak hayatın her aşamasında kendini gösterir.
Örneğin otobüste daha iyi bir yer kapabilmek için, küçük bü-
yük demeden herkesi iterek otobüse hücum etmekte hiçbir
sakınca görmezler. Ya da kendileri çok sağlıklı ve genç olduk-
ları halde, yaşlı ya da hasta birinin ayakta kalmasını umursama-
dan "pişkin" bir tavırla oturmaya devam ederler. Yine aynı şe-
kilde bedava yiyecek dağıtan bir yer gördüklerinde, ihtiyaç
içinde olmadıkları, isteseler evlerinde çok daha iyisini bulabile-
cekleri halde bu basitlik isteğine yenilir ve açgözlülükle oraya
hücum ederek "tıka basa" yerler. Gittikleri alış veriş merkez-
lerinde eşantiyon olarak dağıtılan malzemelerden bol bol ala-
bilmek için defalarca sıraya girer, çocuklarını da ayrıca sıraya
sokarak bu imkandan maksimum istifade etmeye çalışırlar.
Başkalarının bu çıkarcılıklarına şahit olmalarını da umursamaz-
lar. Çünkü bu, kendi ilkel mantıkları için dünya hayatını daha
iyi yaşamanın bir yoludur. Aksine kendilerini "uyanık", basitliğe
tenezzül etmeyen insanları "enayi" olarak nitelendirirler.
Oysa ki, "uyanıklık" diye ifade ettikleri şey, çıkarcılık ve
bencillikten başka bir şey değildir. Yine aynı şekilde "enayi" ta-
nımlamasını yaptıkları kişiler de bu ahlaka tenezzül etmeyen
onurlu insanlardır.
Kuran'ın sunduğu ahlak modelini yaşayan insan ise en üs-
tün ve en asil tavrı ortaya koyar. Bu ahlakı üzerine alan bir in-
san ruhunda küçüklüğe hiçbir zaman izin vermez. Şartlar ne