Page 135 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 135
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 133
ği bir şey olduğunda mümin bunu bakışlarıyla, tavırlarıyla ya da
imalı sözleriyle değil, doğrudan doğruya konuşmalarıyla açıkça
ifade eder. Aynı şekilde içerisinde bulunduğu ortam da bu ru-
hu yaşayan insanlardan oluştuğu için, kimse alınganlık yapmaz.
Allah Kuran'da insanlara "iyiliğin emredilip kötülükten
men edilmesini" güzel ahlakın bir gerekliliği olarak bildirmiş
ve böylece de alınganlığın oluşabileceği durumları tamamen
ortadan kaldırmıştır.
Yalancılık
Cahiliye toplumlarında sıkça karşılaşılan ahlak bozuklukla-
rından biri de yalancılıktır.
Dürüst ve samimi bir insanın yalan söylemesi için hiçbir
gerekçe yoktur. Ancak hayatını samimiyetsiz bir sistemin ge-
tirdiği kurallar üzerine kuran kişinin, bu çarpık sistem içerisin-
de başarılı olabilmesi için yine çarpık bir yönteme, yani yalana
başvurması gerekir. Yalan ise ucu bucağı olmayan ve sınır tanı-
mayan bir ahlak bozukluğudur. Bir kez bu yolun geçerliliğine
inanan kişi, bunu bir yaşam biçimi haline dönüştürür ve artık
hem dili, hem de mantığı bu çirkin yönteme alışır. Her sıkıştı-
ğı noktada yalana başvurur.
Bu, hayati anlamda bir zarar oluşturmadığı sürece cahiliye
insanları tarafından da yadırganmayan bir yöntemdir. Belirli bir
noktaya kadar, hepsi zaman zaman en samimi dostuna bile ya-
lan söylemenin hiçbir sakıncası olmadığını savunur. Ama eğer
yalan birinin maddi ya da manevi anlamda zarar görmesine ne-
den olursa ya da daha da önemlisi çıkarlarına dokunacak olur-
sa, bu durumda yalanın aslında pek de iyi bir şey olmadığı ko-