Page 138 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 138
136 DİNSİZLİĞİN İLKEL MANTIĞI
ruhun gelişmiş örnekleriyle doludur. Örneğin iş hayatına atıl-
dıklarında, alt kademelerde çalışanlara diklenen, emirler yağdı-
ran şirket müdürleri, şirketin sahibi geldiğinde bir anda ezik,
şahsiyetsiz ve gariban bir havaya bürünürler. O şahsiyetli insan
gitmiş, yerine patronun gözüne girebilmek için olmadık "yağcı-
lıklar" yapan bir insan gelmiştir. Böyle insanlar, azarlanmayı,
aşağılanmayı, küçük düşürülmeyi göze alırlar ve bundan hiçbir
şekilde "gocunmazlar".
Oysa ki söz konusu kişilerin çoğu üniversite mezunu, kül-
türlü insanlardan oluşmaktadır. Ama onlar da yükselebilmek
için bunları yapmak zorunda olduklarına, bunların hayatın birer
gerçeği olduğuna inanırlar. Bunun basitlik olduğunu bilir ama
soranlara da "bu zamanda işler böyle yürüyor" diye cevap ve-
rirler. "Günün birinde zorda kalırsak ya da torpil yaptırmamız
gerekirse bize yardım edecek, arkamızı dayayacağımız biri ol-
sun" düşüncesiyle bu insanlara senelerce "yağcılık" yaparlar.
Bununla birlikte burada asıl saygı gösterdikleri, patronlarının
şahsı ya da kişiliği değil, parası, makamı ve itibarıdır.
Aynı ahlakı ev hayatlarına da taşırlar. Söz gelimi istemedik-
leri bir dostları misafirliğe gelmek istediğinde, telefonda alela-
cele bir yalan uydurur ve gelmemeleri için evde olmayacakla-
rını söylerler. Kimi zaman da kapıları çaldığında evde yok ha-
vası vermek için, ses çıkarmadan misafirin gitmesini beklerler.
Misafir ağırlamayı bir külfet olarak görür ve misafir daha gel-
meden "durduk yere iş çıktı başımıza" gibi bir mantıkla konuş-
malar yaparlar. Tüm bunlara rağmen bir misafir ağırlıyorlarsa
da, mümkün olduğunca ucuza mal etmeye çalışır ve ara ara "ne
zaman gidecekler" diye arka odalarda söylenirler. Gider git-