Page 308 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 308
SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI
Zaten haber içeriğinde yer alan iddialara da bakıldığında, bunların 20 yıldan uzun zaman ön-
cesine ait olan, hiçbir somut dayanağı olmayan ve hayatın gerçekleriyle bağdaşmayan mesnetsiz
iddialar olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır.
Serpil Ekşioğlu tarafından sözde casusluk faaliyetleri yapıldığına dair bir takım anlatımlar ya-
pılmış ama bu denli önemli bir iddianın altı boş bırakılmıştır. Yani o dönemlerde kimlerin bilgile-
rine ulaşıldığına ve bu bilgilerle bugüne kadar kime neler yapıldığına dair bir tane bile isim veya
somut bir vakadan bahsedilmemiştir. Hâlbuki ortaya atılan iddia çok ciddidir. Bu derece hassas
bir suçlama salt tahminlere ve duyumlara dayalı olarak yapılamaz. Bir insana böylesi ciddi bir suç
isnadında bulunan kişinin mutlaka mantıklı bir delil göstermesi gerekmektedir.
Serpil Ekşioğlu 1995 yılında bayanlara güya işkence yapıldığını öne sürmüştür. Bu asılsız ve
gülünç iddiaların da hiçbir somut dayanağı yoktur. Eğer gerçekten böyle bir şey olsa bunun sa-
yısız tanığı ve şikayetçisi olması gerekirdi. Ekşioğlu ailesi gibi köklü bir aileye mensup yüksek
tahsilli bir kişinin 20 küsür yıl boyunca şiddet, darp ve tehdit olaylarına göz yumduğu iddiası akla
mantığa uygun değildir. Anadolu’nun ücra köşelerinde hiçbir imkanı ve yakını olmayan küçücük
çocuklarımızın dahi başlarına gelen bu tür olaylarda nasıl tepkiler verip neleri göze aldıklarına
hep birlikte şahitlik ediyoruz.
Ancak yukarıda sadece birkaçını sunduğumuz resimlerden de anlaşılacağı gibi Serpil Ekşioğlu
2016 yılında dahi gayet huzurlu, güvenli ve kaliteli ortamlarda arkadaşlarıyla beraber zaman ge-
çirmiştir. Serpil Ekşioğlu’nun yüzündeki huzur, rahatlık ve mutluluk açıkça farkedilmektedir.
Sadece bu fotoğraflara yansıyan huzur ve mutluluk ifadesi bile şiddet, taciz, darp vs gibi gülünç
ve mesnetsiz iddiaların ne denli boş olduğunu açıkça göstermektedir. Güya dış dünyayla bağlan-
tısının kesildiğini iddia eden kişileri her nasılsa hemen her gün bir davette, organizasyonda, canlı
yayın ekranlarında, alışverişte veya başka bir ortamın içerisinde görüyoruz. Kaldı ki, Serpil Ek-
şioğlu yıllardır ülkenin köklü eğitim kurumlarından biri olan Koç Ünversitesi’nde çalışmaktadır.
Dış dünya ile bağlantısı zorla kesilmiş bir kişinin, her gün düzenli olarak işine gidemeyeceği çok
açıktır. Bir arkadaş grubundan yıllarca şiddet gördüğünü iddia eden bir kişinin o arkadaş grubu-
nun düzenlediği eglencelere güle oynaya kendi imkanları ile katılması da hayatın olağan akışına
tamamen aykırıdır.
Serpil Ekşioğlu’nun diğer isnatları da aynı mahiyette izah etmeye dahi ihtiyaç duymadığımız
hayali ve mesnetsiz iddialardan ibarettir. Kaldı ki bu iddiaları biraz dikkatli okuduğumuzda ortada
çok vahim gibi görünen ama ara bağlantıları ve sonuç kısmı kocaman bir boşluk olan çelişkiler
silsilesi ortaya çıkmaktadır.
Sözde casusluk yapıldığını iddia ediliyor, hangi bilgilerle kime karşı ne yapılmış diye bakıyoruz
cevap yok…
Sözde dayak ve şiddetten bahsediliyor, kim ne zaman dayak yemiş, kimin saçları kesilmiş diye
bakıyoruz ne bir tanık ne bir rapor ne de bir şikayet olmadığı gibi tam aksine yıllar içerisinde sü-
regelen çok güzel ve sevecen bir arkadaşlık ortamıyla karşılaşıyoruz…
Kitaplar böyle yazılıyordu diye başlık atılıyor ama içerisini okuyoruz zaten Adnan Oktar’ınyıl-
lardır canlı yayın ekranlarından anlattığı konular karşımıza çıkıyor…
308