Page 103 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 103

BİRİNCİ HÜCCET-İ  İMANİYE                                                                                                          105

           göndermek, o kadar Şefkat ve Merhamet ve Hikmet içinde görünüyor
           ki, bilbedahe bir Rahman-ı Rahîm'in gayet müşfikane ve mürebbiyane
           bir Cilve-i Rahmeti ve İhsanı olduğunu isbat eder.
                  Elhasıl:  Bu  Sahife-i  Hayatiye-i  Bahariye,  Haşr-i  A'zamın
           yüzbin nümunelerini ve misallerini göstermekle
                           ِ
                        ِ
                                                                   َٓ ِ
                                                         ِ
                ۪ ِ يِحمَل ۪ ۪ كلذ ۪نا۪ا ِ تِوم۪دعب۪ضرَلاْا۪ ِ يِحي۪فيَك ۪ ِ ۪ للّٰا ۪تمحر ۪ ۪ ِراثٰا ۪ ٰ۪ لا ۪رُظناف
                                                                      ْ ْ َ
                          َّ ٰ
                                                                َ
                      َ
                                                      ه
                             َ ْ َ َ ْ َ َ ْ
                                             ْ ُ َ ْ
                                                           َ ْ َ
                  ْ ُ
                                    ٍ
                               ۪ ريدق َ  ۪ء َ شَ۪لُ ِّ  ۪ ِ ك  ٰ۪ لع ۪وهو ۪ ٰ۪ تومْلا
                                              َ ُ َ
                                                    ْ َ
                                             َ

                                     ْ
              Âyetini maddeten gayet parlak Tefsir ettiği gibi; bu Âyet dahi, bu
           sahifenin manalarını mu'cizane ifade eder. Ve arzın, bütün sahifeleriyle,
                                                 ِ
           büyüklüğü nisbetinde ve kuvvetinde ۪وهَّ۪لاا ۪ َ ۪ هٰلا َٓ ِ  ۪ َلا ۪  dediğini anladı.
                                             َ ُ
                  İşte, küre-i arzın yirmiden ziyade büyük sahifelerinden birtek sa-
           hifenin  yirmi  vechinden  birtek  vechinin  muhtasar  şehadeti  ile,  o
           yolcunun sair vecihlerin sahifelerindeki müşahedatı manasında olarak
           ve o müşahedatları ifade için, Birinci Makam'ın Üçüncü Mertebesinde
           böyle denilmiş:
                                                                    ِ
                         ِ ِ
                                                ِ
                 ِ ِ
                ۪هتدحو  ۪   فِ ۪  ۪هدوجو۪ ِ بوجو ۪ ٰ۪ لع َّ۪  َ  ۪ لد  ي   ذَّلا ۪دوجوْلا۪ب ِ جاوْلا ۪۪ ۪ للّٰاَّ۪لاا۪هٰلا َٓ ِ  ۪ َلا ۪
                                                               ُ ه
                                                                     َ
                                       َ
                   َ ْ َ
                                                           َ
                            ُ ُ
                                                  ُ ُ
                                  ُ ُ
                                                       ُ
                 ِ
                                        ِ
                                 ِ ِ
                             ِ
             ۪وِ۪يخسَّتلا ۪ ِ ۪ ةقيقح ۪ةَطاحا۪ةمَظع۪ةداه ِ بِ۪اهيَلع۪ام۪و ۪ اهيف    ۪ام ۪ ۪ عي   مج ِ ب ۪ضرَلاْا
                       َ
                                                              ِ َ
                           َ
                                               َ ْ َ َ
                                َ
                                    َ َ َ َ َ
                                                                  َ
                                                        َ َ
             َ
                                                                     ُ ْ
                  ْ
                    ِ
                ِ
                                                              ِ
                                                   ِ ِ
                            ِ
                        ِ
           ِ
           ۪ةشاعلاْا۪و۪ةرادلاْا۪و۪ةَظف احمْلا۪و۪ ۪ ِروُذبْلا۪عي ۪  ز ۪ وت۪و۪ةيحاَّتفْلا۪و۪ةي ِ ب ۪ تّلا۪و ۪ ۪ ِي بدَّتلا
                                                         َ
                                             ِ
                               َ
                                                ْ َ َ َّ
                   َ َ َ
                                                                        ْ
                           َ
             َ َ
                                                                    َ
                                                            َ
                                     َ
                                َ ُ
                                          ُ
                                                                 ْ َّ َ
                                                                ِ
                                      ِ ِ
                                ِ
                       ِ
                                                 ِ
                      ۪ةماعْلا ۪ ِ ۪ ةي   محرلا ۪و۪ةينامحرلا۪و۪ةايحْلا۪ىوذ ۪ ِ  ۪ عي   مجل
                                                            ِ َ
                                     َ َّ َ ْ َّ
                             َّ
                                 َّ
                                                               َ
                                                   َ َ
                                                َ
                        َّ َ
                                 ِ ۪ ةدهاشمْلا ِ ب۪ةَلمَكمْلا۪ةَلماَّشلا
                                                  ِ ِ
                                           ِ
                                             َّ
                                               ُ
                                  َ َ َ ُ
                  Sonra  o  mütefekkir  yolcu  her  sahifeyi  okudukça  Saadet
           anahtarı olan İmanı kuvvetlenip ve manevî terakkiyatın miftahı o-
           lan Marifeti ziyadeleşip ve bütün Kemalâtın Esası ve madeni olan
           İman-ı  Billah  Hakikatı  bir  derece  daha  inkişaf  edib  manevî  çok
           zevkleri ve lezzetleri verdikçe onun merakını şiddetle tahrik ettiğin-
           den;  sema,  cevv  ve  arzın  mükemmel ve kat'î Derslerini dinlediği
                       ِ
                 ٍ
           halde ۪ دي زم ۪نم۪ ْ له
                      ْ َ
                          َ
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108