Page 36 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 36

38                                                                                                                                          ASA-YI MUSA

          ekser İsimleriyle bize kudsî ve kat'î cevab veriyor. Aynen öyle de, Me-
          laikeleriyle  ve  onların  diliyle  daha  başka  bir  tarzda  dedirir:  "Sizin
          zaman-ı  Âdem'den  beri  hem  Ruhanîlerle,  hem  bizimle  görüşmenizin
          yüzer tevatür kuvvetinde hâdiseleri var ve bizim ve Ruhanîlerin vücud-
          larına ve Ubudiyetlerine delalet eden hadsiz emare ve deliller var. Ve
          biz  Âhiret  salonlarında  ve  bazı  dairelerinde  gezdiğimizi,  birbirimize
          mutabık olarak sizin kumandanlarınız ile görüştüğümüz zaman söyle-
          mişiz ve daima da söylüyoruz.

                 Elbette bu gezdiğimiz bâki ve mükemmel salonlar ve bu salon-
          ların arkalarında tefriş ve tezyin edilmiş olan saraylar ve menziller, hiç
          şübhemiz yoktur ki, gayet ehemmiyetli misafirleri o yerlerde iskân et-
          mek üzere bekliyorlar. Size kat'î beyan ediyoruz." diye sualimize cevab
          veriyorlar.

                 Hem  madem  Hâlıkımız,  bize  en  Büyük  Muallim  ve  en
          Mükemmel Üstad ve Şaşırmaz ve Şaşırtmaz en Doğru Rehber olarak
          Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ı tayin etmiş. Ve en  Son
          Elçi olarak göndermiş. Biz dahi, İlmelyakîn mertebesinden Aynelyakîn
          ve Hakkalyakîn mertebelerine terakki ve tekemmül etmek üzere herşey-
          den  evvel  bu  Üstadımızdan,  Hâlıkımızdan  sorduğumuz  suali  sor-
          maklığımız lâzım geliyor. Çünki O Zât, Hâlıkımız tarfından herbiri birer
          Nişane-i  Tasdik  olan  bin  Mu'cizatıyla,  Kur'anın  bir  Mu'cizesi  olarak
          Kur'anın Hak ve Kelâmullah olduğunu isbat ettiği gibi; Kur'an dahi, kırk
          nevi İ'caz ile, O Zâtın bir Mu'cizesi olup, Onun doğru ve Resulullah
          olduğunu isbat ederek ikisi beraber, biri Âlem-i Şehadet Lisanı -bütün
          hayatında bütün Enbiya ve Evliyanın tasdikleri altında- diğeri Âlem-i
          Gayb Lisanı -bütün Semavî Fermanların ve Kâinat Hakikatlarının tas-
          dikleri içinde- binler Âyatıyla iddia ve isbat ettikleri Hakikat-ı Haşriye
          elbette güneş ve gündüz gibi bir kat'iyyettedir.

                 Evet Haşir gibi, en acib ve en dehşetli ve tavr-ı aklın haricinde
          bir mes'ele, ancak ve ancak böyle hârika iki Üstadın Dersleriyle halle-
          dilir, anlaşılır.

                 Eski zaman Peygamberleri Ümmetlerine Kur'an gibi izahat ver-
          mediklerinin sebebi, o devirler beşerin bedeviyet ve tufuliyet devri ol-
          masıdır. İbtidaî Derslerde izah az olur.

             Elhasıl: Madem Cenab-ı Hakk'ın ekser İsimleri Âhireti iktiza edib
          isterler.   Elbette   o   İsimlere   delalet   eden     bütün    hüccetler,    bir
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41