Page 172 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 172

174                                                                                   SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ



          istikbalinin mukadderatını mes'udâne idamesinin haberini veren o hediye-
          den,  ve  daha  gelmeden  geliyordu.  Ben  o  azîm  yekûndan  hisseme  düşen
          binden  bir  cüz'ünü  Ruhen  hissetmiş  idim  ki,  beni  mesrurane  heyecana
          getirmişti.

                 Evet,  böyle  yüzer  mâsumların  makbûl  amelleri  ve  reddedilmez
          Duaları,  sair  Kardeşlerimin  defterlerine  geçmesi  misillû,  benim  gibi
          günahkârın Sahife-i A'mâline dahi girmesi, binler sürur ve sevinç verebilir.
          Böyle  karanlık  bir  zamanda,  bu  ağır  şerait  altında  böyle  mâsumane  ve
          kahramanane çalışmak için, biz hem o Mâsumları, hem o Ümmîleri, hem
          onların  Muallimlerini,  hem  peder  ve  validelerini,  hem  köylülerini,  hem
          Anadoluyu, hem memleketlerini tebrik ederiz. O Mübarek Mâsumların ve
          Ümmîlerin  herbirisine  birer  hususî  teşekkür  ve  tebriknâme  yazmak
          elimden gelseydi yazacaktım.

                                                                    Said Nursî

                                          * * *



                 EMİN VE FEYZİ'NİN ISPARTALI KARDEŞLERİNE
                          GÖNDERİLMİŞ BİR FIKRASIDIR

                 Isparta'da bulunan Kardeşlerimize;

                 Lâtif bir rü'yanın Kadere aid bir mes'eleyi şuhud derecesinde bize
          kanaat verdiği gibi, o lâtif rü'yanın ikinci parçası bizlere mânevi bir Müjde
          ve Beşaret verdiği cihetle, siz Kardeşlerimize beyan ediyoruz. Şöyle ki:

                 Üstadımız  rü'yada  görüyor  ki:  Ben  (yâni  Feyzi)  ile  beraber
          gezmeye çıkıyoruz. Giderken birden Üstadımıza söylüyorum ki: "Burada
          ben, ayının tesbihini toplayacağım." Üstadımız da bakıyor ki, beyaz ipler
          gibi  dolaşmış  birşey  görüyor.  Bu  acib  güldürecek  sözümden  ve  ayıya
          tesbih isnad etmek vaziyetimden çok şiddetli gülerek uyanmış. Uyandıktan
          sonra da gülmüş. Akşama kadar hiç görülmemiş bir tarzda yirmi-otuz def'a
          o hâdise-i nevmiyeyi gülerek benimle mülâtefe etti. Münasebeti olmayan
          bâzı  şeylerle  tâbire  çalıştıksa  da  münasebet  tutmadı.  Sonra  aynı  ikinci
          günün  aynı  saatinde,  bana  benziyen bir dost (ki rü'yada Üstadıma benim
   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177