Page 191 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 191

PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR                                              193

           değil  küre-i  arzdaki  hâdisata,  belki  Kâinata  da  alet  edemez  dedim,
           onları  susturdum."  İşte  Üstadımızın  cevabı  bitti,  biz  de  bütün  kuvveti-
           mizle tasdik ettik.
                                                       Risale-i Nur Şâkirdlerinden
                                                             E  m  i  n  ,   F  e  y  z  i

                                           * * *
           [Bir   Mektubun   parçasıdır. Bu   makam   münasebetine   binaen yazıldı.]

                  Aziz Sıddık Kardeşlerim!

                  Sakın  dünya  cereyanları,  hususan  siyaset  cereyanları  ve  bil-
           hassa  harice  bakan  cereyanlar  sizi  tefrikaya  atmasın,  karşınızda
           ittihad  etmiş  dalâlet  fırkalarına  karşı  sizi  perişan  etmesin.  "Elhubbu
           Fillâh"  "Velbuğzu  Fillâh"  Düstur-u  Rahmânî  yerine  -el'iyâzü  billâh-
           "Elhubbu  fissiyaseti  velbuğzu  lissiyaseti"  düstur-u  şeytanî  hükmederek,
           Melek  gibi  bir  Hakikat  Kardeşine  adavet  ve  "el-hannâs"  gibi  bir  siyaset
           arkadaşına  muhabbet  ve  tarafdarlıkla  zulmüne  rıza  gösterip  cinayetine
           mânen şerik eylemesin.

                  Evet,  bu  zamandaki  siyaset,  Kalbleri ifsad  edip  asabî  ruhları
           azab  içinde  bırakır.  Selâmet-i  Kalb  ve  istirahat-ı  Ruh  istiyen  adam,
           siyaseti bırakmalı. Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen,
           ya aklen, ya bedenen gelen musibetten hissedarlıktan azab çekiyor, peri-
           şandır.  Bilhassa  ehl-i  dalâlet  ve  ehl-i  gaflet  Merhamet-i  Umumiye-i
           İlâhiyyeden  ve  Hikmet-i  Tâmme-i  Sübhaniyeden  habersiz  olduğundan,
           nev'-i beşere rikkat-i cinsiye, alâkadarlık cihetiyle kendi eleminden başka
           nev-i  beşerin  şimdiki  elîm  ve  dehşetli  elemleri  ile  dahi  müteellim  olup
           azab  çekiyor.  Çünki  lüzumsuz  ve  mâlâyâni  bir  surette  Vazife-i  Hakiki-
           yelerini ve elzem işlerini bırakıp âfâkî ve siyasî boğuşmalara ve Kâinatın
           hadiselerini  merakla  dinleyerek  karışarak  Ruhlarını  sersem,  Akıllarını
           geveze  etmişler.  "Zarara  razı  olana  merhamet  edilmez"  mânasında

                         ِ
             هَل  رَظني  لا  رر   ضلا ِ        ب      ض ارلَا  Kaide-i  Esasiyesiyle,  şefkat  hakkını  ve
                     َ
                                      َّ
           ُ
                            َّ َ
               ُ ْ ُ
           merhamet  liyakatını  kendilerinden  selbetmişler.  Onlara  acınmayacak  ve
           şefkat edilmez ve lüzumsuz başlarına belâ getiriyorlar.


                  Ben tahmin ediyorum ki, bütün küre-i arzın bu yangınında ve
           fırtınalarında Selâmet-i Kalbini ve İstirahat-ı Ruhunu muhafaza eden
           ve      kurtaran      bu       memlekette      Risalet - ün - Nur     Dairesine
   186   187   188   189   190   191   192   193   194   195   196