Page 210 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 210
212 SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ
rumî bin üçyüz ellidokuz senesinde tekrar başta Sevgili Üstadımız olduğu
halde, bize ve Risale-in-Nura hücum ettiler. Bir kısmımızı Ispartadan
topladılar, bir kısmını Çivrilden Isparta'ya getirdiler, Sevgili Üstadımızı da
yalnız olarak Kastamonu'dan Isparta'ya sevkettiler. Daha başka vilayet-
lerden de arkadaşlarımız Isparta'ya getirilmişti. Ehl-i garazın iğfaline
kapılan Isparta adliyesi, Risale-in-Nurun gayesi haricinde bulunan cephe-
lerde, bizce mânası olmayan ithamlar altında bizi sıkıyordu. Bilhassa
Kıymetdar Üstadımızı daha çok tazyik ettikleri vakit, Üstadımıza lüzumlu
lüzumsuz bir çok sualler açan Isparta müddeiumumîsinin: "Bu belâlar
dediğin nedir?" diye olan sualine cevaben: Evet demiş, zındıklar eğer
Risale-in-Nura ve Şâkirdlerine ilişseler, yakında bekliyen belâların
hareket-i arz suretiyle geleceğini.. söylemişti.
Daha sonra bizi Denizli'ye sevkettiler. Kastamonu, İstanbul,
Ankara dahil olmak üzere on vilayetten adliyelere sevkedilen yüzü
mütecaviz Risale-i Nur Talebelerinin bir kısmı bırakılmış, yetmiş kişiden
ibaret olan bir diğer kısmı da Denizli'de "Medrese-i Yûsufiye" namını alan
hapisde bulunuyordu. Bizim bütün müracaatlarımıza sudan cevap veriliyor,
Sevgili Üstadımız daha çok tazyik ve sıkıntı içerisinde yaşattırılıyor,
ufûnetli, rutûbetli, zulmetli, havasız bir yerde bütün bütün konuşmaktan ve
temastan men'edilmek suretiyle haps-i münferidde azap çektiriliyordu.
İşte bu sıralarda Denizli zindanının bu dehşetli ıztırablarını geçir-
mekte idik. Allah'tan başka hiçbir İstinadgâhları bulunmayan bu bîçâre-
lerin bir kısmı Kastamonu'dan, diğer bir kısmı İnebolu'dan, diğer bir kısmı
da İstanbul'dan henüz gelmemişlerdi. Şu vatanın her köşesinde Hak ve
Hakikat için çırpınan ve saf Kalbleriyle Necatları için Rabb-ı Rahîmlerine
iltica eden pek çok mâsumların Semâvâtı delip geçen ve Arş-ür-Rahmâna
dayanan âhları boşa gitmedi. Allah-ü Zülcelâl Hazretleri, o mübarek
Üstadımızın Isparta'da söylediği gibi, mâsumları Cennete götüren, zâlim-
leri Cehenneme yuvarlayan dehşetli bir diğer zelzeleyi gönderdi. Karşı-
sında Risale-in-Nur Müdafaa vaziyetinde bulunmamasından çok haneler
harab oldu, çok insanlar enkaz altında ezildi, çokları sokak ortalarında
kaldı. Henüz memleketlerinin hapishanelerinde bulunan Kardeşlerimizden
Kastamonu'dan Mehmed Feyzi ve Sâdık ve Emin ve Hilmi ve İnebolu'dan
Ahmed Nazif, Denizli Hapishanesine sevkedildiklerinde şu malûmatı
verdiler: