Page 215 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 215
PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR 217
hem Lütfi, hem Büyük Hâfız Ali mânalarını taşıyan büyük Ruhlu Küçük
Ali Kardeşimiz bir sual soruyor. Halbuki o suâlin cevabı Risale-i Nurda
yüz yerde var."Risale-i Nurun Erkân-ı Îmaniye hakkında bu derece kesretli
tahşidatı ne içindir? Bir Ümmî Mü'minin Îmanı büyük bir Velînin Îmanı
gibidir, diye eski hocalar bize Ders vermişler?" diyor.
E l c e v a b : Başta "Âyet-ül-Kübrâ" Merâtib-i Îmaniye
bahislerinde ve âhire yakın Müceddid-i Elf-i Sâni İmam-ı Rabbânî Beyanı
ve Hükmü ki: Bütün Tarîkatların müntehası ve en büyük maksadları,
Hakaik-ı Îmaniyenin inkişafıdır. Ve bir Mes'ele-i Îmaniyenin kat'iy-
yetle vuzuhu, bin Kerametlerden ve Keşfiyatlardan daha iyidir." ve
Âyetül-Kübrânın en âhirdeki ve "Lâhika"dan alınan o Mektubun parçası
ve tamamının beyanatı cevap olduğu gibi, "Meyve Risalesi"nin Tekrarat-ı
Kur'âniye hakkında Onuncu Mes'elesi, Tevhid ve Îman Rükünleri hakkın-
da tekrarlı ve kesretli Tahşidat-ı Kur'aniyenin Hikmeti, aynen bitamamiha
Onun Hakikî Tefsîri olan Risale-i Nurda cereyan etmesi de cevaptır.
Hem, Îmanın Tahkikî ve taklidî ve icmâlî ve tafsilî ve Îmanın
bütün tehâcümata ve vesvese ve şüphelere karşı dayanıp sarsılmamasını
beyan eden Risale-i Nur parçalarının izahatı, büyük Ruhlu Küçük Ali'nin
Mektubuna öyle bir cevaptır ki, bize hiçbir ihtiyaç bırakmıyor.
İ k i n c i C i h e t : Îman, yalnız icmâlî ve taklidî bir tasdika
münhasır değil; bir çekirdekten, tâ büyük hurma ağacına kadar ve
eldeki âyinede görünen misâlî güneşten tâ deniz yüzündeki aksine, tâ
güneşe kadar mertebeleri ve inkişafları olduğu gibi, Îmanın o derece
kesretli Hakikatları var ki, binbir Esmâ-i İlâhiyye ve sair Erkân-ı
Îmaniyenin Kâinat Hakikatlarıyla alâkadar çok Hakikatları var ki,
"Bütün İlimlerin ve Mârifetlerin ve Kemalât-ı İnsaniyenin en büyüğü
Îmandır ve Îman-ı Tahkikîden gelen tafsilli ve bürhanlı Mârifet-i
Kudsiyedir." diye Ehl-i Hakikat ittifak etmişler.
Evet, Îman-ı taklidî, çabuk şüphelere mağlûb olur. Ondan çok
kuvvetli ve çok geniş olan Îman-ı Tahkikîde pek çok merâtip var. O merâ-
tiblerden İlmelyakîn mertebesi, çok bürhanlarının kuvvetleriyle binler
şüphelere karşı dayanır. Halbuki taklidî Îman, bir şüpheye karşı bâzan
mağlûb olur.