Page 83 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 83

BİRİNCİ  ŞUA                                                                                                            85



               ONDÖRDÜNCÜ ÂYET:
                              ِ
                                   ِ
                                               ِ
                                                       ِ
                                        ِ
           Sûre-i Nisâ'da      مهنم  ِمْلع   ْلا  ف  نوخ   سارلا  ِنكٰل  Bu iki Âyet bu asra da
                                                 َّ
                                           َ ُ
                           ْ ُ ْ
           hususî bakarlar.

                  Birincisinin  meâli  gösteriyor  ki:  Ehl-i  dalâlet  Müteşabihat-ı
           Kur'âniyeyi yanlış te'vilat ile tahrifine ve şüpheleri çoğaltmasına çalıştığı
           bir zamanda, İlimde rüsuhu bulunan bir tâife o Müteşabihat-ı Kur'âniyenin
           hakikî te'villerini beyan edip ve Îman ederek o şübehatı izâle eder. Bu küllî
           mânanın  her  asırda  mâsadakları  ve  cüz'iyyatları  var.  Harb-i  umumî
           vasıtasiyle, bin senedenberi Kur'an aleyhinde terâküm eden avrupa itiraz-
           ları ve evhamları Âlem-i İslâm içinde yol bulup yayıldılar. O şübehatın bir
           kısmı fennî şeklini giydi, ortaya çıktı. Bu şübehatı ve itirazları bu zamanda
           def'eden  başta  Risale-in-Nur  ve  Şâkirdleri  göründüğünden,  bu  Âyet  bu
           asra  da  baktığından  Risale-in-Nur  ve  Şâkirdlerine  remzen  bakmakla
                                                              ِ
           beraber Ulema-i Müteahhirînin mezhebine göre   للّٰا  َّلاا da vakfedilmez. O
                                                        ُ ه

                                                   ِ
           halde makam-ı cifrîsi aynen   غْطيَل  نا ْ نْلاْا  نا ِ  nın makamı gibi bin
                                                        َّ
                                        ٰ َ
                                              َ َ
           üçyüz  kırkdört  ederek  Resâil-in  Nur  ve  Şâkirdlerinin  Meydan-ı
           Mücahede-i Mâneviyeye atılmaları tarihine tam tamına Tevafukla onları da
           bu  Âyetin  Harîm-i  Kudsîsinin  içine  alıyor.  Hem  Haşrin  en  kuvvetli  ve
           parlak  bir  bürhanı  olan  Onuncu  Sözün  etrafa  yayılması  tarihine  ve
           Kur'ânın  kırk  vecihle  Mu’cize  olduğunu beyan eden Yirmibeşinci Sözün
                                                  ِ
                                             ِ
           iştiharı hengâmına hem  غْطي   َل  نا   ْ نْلا   ْا  نا  adedine tam tamına Tevafukla
                                                 َّ
                                  ٰ َ
                                          َ َ
           bakar. Eğer mezheb-i selef gibi   للّٰا  َّلاا da vakıf olsa, o halde   نوخسارلَا
                                                                           ِ
                                                ِ
                                                                             َّ
                                                                       َ ُ
                                         ُ ه
           deki şeddeli ر  iki ر  sayılsa bin üçyüz altmış küsur ederek Risalet-ün
           Nur  Şâkirdlerinin  bundan  onbeş  -  yirmi  sene  sonraki  râsihane  ve
           muhakkikane olan İlimlerine ve Îmanlarına remzen baktığı gibi, şeddeli ر

           asıl  itibariyle  bir ل  bir ر  sayılsa  bin  ikiyüz  oniki  ederek  bundan  bir
           buçuk asır evvel Mevlâna
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88