Page 37 - Materyalizmin Sonu
P. 37

tamamÝna ait emirlerin o anda birarada bulunmalarÝ gerekmektedir. BunlarÝn
                 hepsinin kombinasyonu ise tesadŸfen gerekleßemez .26
                 YukarÝdaki ifadeler 1955 yÝlÝnda, yani James Watson ve Francis Crick tarafÝn-
             dan DNA'nÝn yapÝsÝnÝn aydÝnlatÝlmasÝndan iki yÝl sonra yazÝlmÝßtÝ. Ancak bilimdeki tŸm
             gelißmelere raÛmen, bu sorun evrimciler iin šzŸmsŸz kalmaya devam etmektedir.
             …zetle, Ÿremede DNA'ya duyulan ihtiya, bu Ÿreme iin bazÝ proteinlerin mevcut ol-
             ma zorunluluÛu ve bu proteinlerin de DNA'daki bilgilere gšre yapÝlma mecburiyeti,
             evrimci tezleri ok somut bir biimde ŸrŸtmektedirler.
                 …rneÛin Alman bilimadamlarÝ Junker ve Scherer de kimyasal evrim iin gerek-
             li olan molekŸllerin hepsinin sentezinin ayrÝ ayrÝ koßullar gerektirdiÛi ve kuramsal ola-
             rak bile elde edilme yšntemi birbirinden farklÝ birok maddenin biraraya gelme ßan-
             sÝnÝn hi olmadÝÛÝnÝ ßšyle aÝklar:
                 Þimdiye deÛin kimyasal evrim iin gerekli tŸm molekŸllerin elde edileceÛi bir
                 deney bilinmiyor. DolayÝsÝ ile eßitli molekŸllerin deÛißik yerlerde ok uygun
                 koßullarda Ÿretilip, hidroliz ve fotoliz gibi zararlÝ etmenlere karßÝ korunup, ye-
                 ni bir reaksiyon bšlgesine taßÝnmasÝ gerekmektedir. Burada tesadŸften bahse-
                 dilemez ŸnkŸ bšyle bir olayÝn kendi kendine gerekleßme ihtimali yoktur. 27
                 KÝsacasÝ evrim teorisi molekŸler dŸzeyde gerekleßtiÛi iddia edilen evrimsel
             olußumlardan hibirini ispatlayabilmiß deÛildir. RNA molekŸlŸnŸn nasÝl olup da ken-
             dine bir hŸcre zarÝ bulduÛu, daha sonra hŸcre organellerini nasÝl ortaya ÝkardÝÛÝ gibi
             birok soru cevapsÝz beklemektedir.
                 Buraya kadar anlattÝklarÝmÝzÝ kÝsaca šzetlersek, ne amino asitler ne de bunlar-
             dan meydana gelen ve canlÝlarÝn hŸcrelerini olußturan proteinler, "ilkel atmosfer" is-
             mi verilen ortamlarda hibir ßekilde Ÿretilememißlerdir. DahasÝ, proteinlerin inanÝl-
             maz karmaßÝklÝktaki kimyasal yapÝlarÝ, saÛ-el, sol-el šzellikleri, peptid baÛlarÝnÝn oluß-
             masÝndaki zorluklar gibi faktšrler, proteinlerin gelecekte de bu eßit deneylerde Ÿre-
             tilmelerinin imkansÝz olduÛunu gšstermektedir.
                 KaldÝ ki proteinlerin tesadŸfi bir ßekilde olußtuklarÝ bir an iin farzedilse bile bu
             hibir ßey ifade etmez, zira proteinler tek baßlarÝna hibir anlam ifade etmezler. ‚Ÿn-
             kŸ proteinler kendilerini oÛaltamazlar. Ancak DNA ve RNA molekŸllerinde ßifrelen-
             miß bir protein molekŸlŸ iin bir seri Ÿretim mŸmkŸn olabilir. DNA ve RNA olma-
             dan bir proteinin oÛaltÝlmasÝ imkansÝzdÝr. DNA'da ßifreli olarak kaydedilmiß 20 ayrÝ
             eßit amino asidin belli bir ßekilde sÝralanmasÝ, vŸcuttaki herbir proteinin yapÝsÝnÝ be-
             lirler. Oysa, šnceki bšlŸmlerde de aÝkladÝÛÝmÝz gibi, DNA ve RNA'nÝn rastlantÝlarla
             meydana gelmesi ihtimal dÝßÝdÝr.
                                                            33
            HARUN YAHYA
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42