Page 127 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 127

130                                                                                              MESNEVÎ-Î NURİYE

           içmekle o hayret ateşi söner
                  2-  Aynı o insan, gördüğü leziz Nimetlerden duyduğu zevkleri
           izhar  etmekle,  "Hamd"  ünvanı  altında  İn'amı  Nimette  ve  Mün'imi
           İn'amda  görmekle  İdame-i  Nimet  ve  Tezyid-i  Lezzet  talebinde
                       ِ
           bulunarak    دمحْلا  cümlesiyle  Nimetler  definesini  bulan  adam  gibi
                       لِلّ
                      ه
                         ُ ْ َ
           nefes alıyor.
                  3- Aynı o insan, mahlukat-ı acibe ve harekât-ı garibeden aklının
           tartamadığı   ve   zihninin   içine   alamadığı   şeyleri   gördüğü   zaman,

             بك    َا   لِلَّا  demekle  rahat  bulur.  Yani,  Hâlıkı  daha  azîm  ve  daha
             ْ
            َ      ُ ه
           büyüktür. Onların halk ve tedbirleri kendisine ağır değildir.
                  İ'lem  Eyyühel-Aziz!  İnsan  seyyiatıyla,  Allah'a  zarar  vermiş
           olmuyor.  Ancak  nefsine  zarar  eder.  Meselâ:  Hariçte,  vaki'de  ve
           Hakikatte  Allah'ın  şeriki  yoktur  ki,  onun  hizbine  girmekle  Cenab-ı
           Hakk'ın mülküne ve âsârına müdahale edebilsin. Ancak, şeriki zihninde
           düşünür, boş kafasında yerleştirir. Çünki hariçte şerikin yeri yoktur. O
           halde o kafasız, kendi eliyle kendi evini yıkıyor.
                  İ'lem  Eyyühel-Aziz!  Allah'a  Tevekkül  edene  Allah  kâfidir.
           Allah,  Kâmil-i  Mutlak  olduğundan  lizâtihi  Mahbubdur.  Allah
           Mûcid, Vâcib-ül Vücud olduğundan Kurbiyetinde Vücud Nurları,
           bu'diyetinde  adem  zulmetleri  vardır.  Allah  Melce  ve  Mencedir.
           Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış
           Ruhlara Melce ve Mence odur. Allah bâkidir, Âlemin Bekası ancak
           onun  Bekasıyladır.  Allah  Mâliktir,  sendeki  mülkünü  senin  için
           saklamak  üzere  alıyor.  Allah  Ganiyy-i  Mugnidir,  her  şeyin
           anahtarı ondadır. Bir insan Allah'a hâlis bir abd olursa, Allah'ın
           mülkü olan Kâinat, Onun mülkü gibi olur.
                  İ'lem  Eyyühel-Aziz!  Aklı  başında  olan  insan,  ne  dünya
           umûrundan  kazandığına  mesrur  ve  ne  de  kaybettiği  şeye  mahzun
           olmaz.  Zira  dünya  durmuyor,  gidiyor.  İnsan  da  beraber  gidiyor.
           Sen  de  yolcusun.  Bak,  ihtiyarlık  şafağı,  kulakların  üstünde  tulû'
           etmiştir.  Başının  yarısından  fazlası  beyaz  kefene  sarılmış.
           Vücudunda  tavattun  etmeye  niyet  eden  hastalıklar,  ölümün  keşif
           kollarıdır.  Maahaza,  Ebedî  Ömrün  önündedir.  O  Ömr-ü  Bâkide
           göreceğin  rahat  ve  lezzet,  ancak  bu  fâni  ömürde  sa'y  ve
           çalışmalarına  bağlıdır.  Senin  o  Ömr-ü  Bâkiden  hiç  haberin  yok.
           Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132