Page 145 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 145

148                                                                                              MESNEVÎ-Î NURİYE



                  Ve keza "Musibet taammüm ettiğinde, elem hafif olur. Ben
           de  emsalim  gibiyim."  diye  yine  yük  altından  kaçar.  Fakat,  musibet
           âmm olduğundan, elemi muzaaf olur, kat kat ziyade olur. Çünki kendisi
           gibi akrabası, ahbabı da o musibete dâhildir. Çünki insanın Ruhu, ebna-
           yı cinsiyle alâkadardır. Ne kadar umumî olursa, o kadar da elemi fazla
           olur.

                  Ey  şek  cephesinde,  gaflet  gölgesinde  istirahata  çekilen
           bîçare!  Gaflet  serinliğinde,  şek  içinde  zevkettiğin  lezzeti  lezzet
           sanma! O zehirli baldır. Az bir zaman sonra cehennemî bir azaba
           inkılab  edecektir.  Eğer  âlâmın  lezaize,  nârın Nura  inkılab  etmesi
           emelinde  isen,  Evkat-ı  Hamsede  Rüku  ve  Sücud  kancasıyla
           gururun  hortumunu  bük,  sık,  başını  kır,  İmanı  doldur.  Sonra
           Âyâta  Tefekkür  ile  Taate  devam  eyle  ki,  şek  ve  gaflet  perdeleri
           yırtılsın.  Bu  dalalât  acılığından,  necatın  halâveti  tavazzuh  ile
           Münacat lezzeti ortaya çıksın.
                  İ'lem  Eyyühel-Aziz!  Ubudiyette  ancak  Teslimiyet  vardır.
           Tecrübe,  imtihan  yoktur.  Çünki  Seyyid,  Efendi;  abdini,  hizmetkârını
           tecrübe  ve  imtihan  edebilir.  Fakat,  abd  Seyyidini  imtihan  etmek
           salahiyetinde değildir. Ve keza insan Rabbini, Hâlıkını tecrübe edemez.


                                          *  *  *
   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150