Page 231 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 231

234                                                                                            MESNEVÎ-Î NURİYE


           mabud  ittihaz  ettikleri  kocaman  şems,  Âlem  Sarayında  lüküs
           vazifesiyle  muvazzaf  müsahhar  bir  memur  ve  bir  hizmetkârdır.
           Malûmdur  ki,  lâmba  hizmetini  gören  camid  bir  şeyin  ibadete,  yani
           mabud olmaya hiç liyakatı var mıdır?
                  Üçüncü  Nükte:  Kur'an'ın  takib  ettiği  Makasıd-ı  Esasiye  ve
           Anasır-ı Asliye: Ubudiyetle Tevhid, Risalet, Haşir, Adalet olmak üzere
           dörttür.  Diğer  bahsettiği  mes'eleler  ancak  bu  maksadlara  vesilelerdir.
           Bu itibarla vesilelerde yapılacak tafsilât, ol babdaki kavaide muhaliftir.
           Çünki malayani ile iştigal, maksadı geri bırakıyor. Bunun içindir ki,
           bazı  mesail-i  kevniyede  Kur'an-ı  Mu'ciz-ül  Beyan  ihmal  veya  ibham
           veya icmal yapmıştır. Ve keza Kur'anın muhatablarından kısm-ı ekseri
           avamdır.  Avam  sınıfının  Hakaik-i  İlahiyenin  ince  ve  müşkil  kısmına
           fehimleri  kadir  değildir.  Ancak  temsil  ve  icmaller  ile  fehimlerine
           yakınlaştırmak lâzımdır. Bunun içindir ki Kur'an, kesret ile temsilleri
           Zikrediyor. Ve istikbalde keşfedilecek bazı mesailde de icmal yapıyor.
                  Dördüncü  Nükte:  Bu  Nükte  Mütercim  tarafından  tayyedil-
           miştir.
                  Beşinci Nükte: Müellif-i Muhteremi tarafından tayyedilmiştir.

                  ALTINCI  KATRE:  Kur'an  başka  Kelâmlar  ile  mukayese
           edilmez.  Aralarında  münasebet  yoktur.  Evet  Kelâmın  Ulviyetine,
           Kuvvetine, Hüsnüne, Cemaline Kuvvet veren Mütekellim, Muhatab,
           Maksad, Makam olmak üzere dört şeydir. Ediblerin zannettikleri gibi
           yalnız  makam  değildir.  Demek,  bir  Kelâmın  Derece-i  Kuvvetini
           anlamak istediğin zaman; fâiline, muhatabına, gayesine, mevzuuna bak.
           Bunların dereceleri nisbetinde kelâmın derecesi anlaşılır.

                  Evet meselâ: O Kelâm Emir veya nehiy olursa, İrade ve Kudreti
           tazammun  ettiğinden  derecesine  göre  tezauf ediyor. Meselâ: Kur'anın

                            ِ
             ِ
              ي علقَا    ءامس  َ َ       يو   ا       كء   ٓام      ي عَلبا      ضرَا   ٓاي  Âyetiyle,  Sema  ve  Arza  verdiği
                  ٓ
              ْ
                                         ُ
                                             َ ْ
                                     ْ
                                َ َ
                 ُ َ َ
           Emrin tazammun ettiği yüksek ve kat'î irade ve Kudret ile derhal Semaî
           sehab   çekilir,   arz   da   suyunu   yutar.   Ve   keza   Arz   ve    Semaya
                             تئا Âyetiyle verilen Emri itaatla kabul etmelerinden,
                           ِ ِ
            ً
            اهرَك  ْ ْ   عوَط  اي    ْ َ
                    ً ا     وَا
                      ْ
   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236