Page 69 - Sonsuzluk Başlamış Durumda
P. 69
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Zaman ta ma mıy la al gı la ya na bağ lı bir kav ram dır. Ay nı
sü re bir ki şi ye uzun ge lir ken, baş ka sı için ol duk ça kı sa
ola bi lir. Han gi si nin doğ ru tah min de bu lun du ğu nu an la -
mak için sa at, tak vim gi bi kay nak la ra ih ti yaç var dır.
Bun lar ol ma dan za man hak kın da doğru bir tah min
yürüt mek olanak sız dır.
rafından 20. yüzyılda ulaşılan bu sonucun bundan 1400 yıl önce Ku-
ran'da bildirilmiş olması ise, elbette, Kuran'ı zamanı ve mekanı tü-
müyle sarıp kuşatan Yüce Allah'ın indirdiğinin delillerinden biridir.
Kuran'ın daha pek çok ayetinde kullanılan üslup açıkça zamanın
bir algı olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle de kıssalarda bu
anlatımı görmek mümkündür. Örneğin Allah Kuran'da bahsedilen
mümin bir topluluk olan Kehf ehlini üç yüzyılı aşkın bir süre derin
bir uyku halinde tutmuştur. Daha sonra uyandırdığında ise bu kişi-
ler zaman olarak çok az bir süre kaldıklarını düşünmüşler, ne kadar
uyuduklarını tahmin edememişlerdir:
Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin
bir uyku verdik). Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi
daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık. (Kehf Su-
resi, 11-12)
"Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik
(uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: "Ne kadar kaldınız?"
Dediler ki: "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kal-
dık." Dediler ki: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir..."
(Kehf Suresi, 19)
Aşağıdaki ayette anlatılan durum da zamanın aslında psikolojik
bir algı olduğunun önemli bir delilidir.
Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini
(görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra na-
sıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı,
sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün
67