Page 160 - Risale-i Nur - Şualar
P. 160

162                                                                                                                                  ŞUÂLAR


          bir tarzda, yanlışsız, hatasız, kemal-i hikmet ve hüsn-ü san'atla İcad etmek
          ve İdare ve İaşe etmek.. hem kuşların misal-i musaggarları olan sineklerden
          tâ nümune-i ekberleri olan kartallara kadar hadsiz efradlarını yaratmak ve
          hava  Âleminde,  seyahat  ve  yaşamalarına  yardım  eden  cihazatı  verip
          gezdirmek  ve  havayı  şenlendirmekle  beraber,  yüzlerinde  mu'cizane  birer
          sikke-i  san'at  ve  cisimlerinde  müdebbirane  birer  Hâtem-i  Hikmet  ve
          mahiyetlerinde mürebbiyane birer Turra-i Ehadiyet koymak.. hem zerrat-ı
          taamiyeyi  hüceyrat-ı  bedeniyenin  imdadına  ve  nebatatı  hayvanatın
          imdadına ve hayvanatı İnsanların yardımına ve umum vâlideleri iktidarsız
          yavruların muavenetine hakîmane, rahîmane koşturmak, göndermek.. hem
          daire-i  Kehkeşan'dan  ve manzume-i  şemsiyeden  ve  anasır-ı  arziyeden,  tâ
          göz  hadekasının  perdelerine  ve  gül  goncasının  yapraklarına  ve  mısır
          sünbülünün  gömleklerine  ve  kavunun  çekirdeklerine  kadar  mütedâhil
          daireler gibi cüz'î ve küllî hükmünde aynı İntizam ve Hüsn-ü San'at ve aynı
          Fiil ve kemal-i hikmetle tasarruf etmek, elbette bedahet derecesinde isbat
          eder ki: Bu işleri yapan hem Vâhiddir, birdir.. her şeyde sikkesi var. Hem
          de  hiçbir  mekânda  olmadığı  gibi  her  mekânda  hazırdır.  Hem  güneş  gibi;
          herşey  Ondan  uzak,  O  ise  herşeye  yakındır.  Hem  daire-i  Kehkeşan  ve
          manzume-i şemsiye gibi en büyük şeyler Ona ağır gelmediği gibi, kandaki
          küreyvat, kalbdeki hatırat Ondan gizlenmez; Tasarrufundan hariç kalmaz.
          Hem herşey ne kadar büyük ve çok olursa olsun, en küçük, en az birşey
          gibi  Ona  kolaydır  ki;  sineği  kartal  sisteminde  ve  çekirdeği  ağacın
          mahiyetinde  ve  bir  ağacı  bir  bahçe  suretinde  ve  bir  bahçeyi  bir  bahar
          san'atında  ve  bir  baharı  bir  Haşir  vaziyetinde  sühuletle  İcad  eder.  Ve
          san'atça çok kıymetdar şeyleri, bize çok ucuz verir, İhsan eder. İstediği fiyat
                  ِ
                                  ِ ِ


                         ِ
          ise, bir   ٌللّاٌ ِمبِ ve bir  ٌللٌّدمحْلَا tır. Yani, o çok kıymetdar Nimetlerin
                   ٰ
                                   ٰ ه ْ َ
                        ْ
                                                 ِ
                                                                      ِ ِ
                                                       ِ

                                   ۪
                                م
          makbul fiyatları, başta   يح ٌ رلاٌِنمحرلاٌللّاٌِمبِ ve âhirinde   ٌللٌّدمحْلَا
                                                 ٰ
                                          ٰ ْ َّ
                                    َّ
                                                                       ٰ ه ْ َ
                                                      ْ
          demektir.

              Bu  "Dördüncü  Hakikat"  dahi  Risale-i  Nur'da  izah  ve  isbat
          edildiğinden, bu kısacık işaretle iktifa ediyoruz.

              Bizim seyyahın ikinci menzilde gördüğü

              BEŞİNCİ HAKİKAT: Kâinatın mecmuunda ve erkânında ve eczasın-
          da ve her mevcudunda bir İntizam-ı Ekmelin bulunması ve o memleket-i
          vasianın Tedvir  ve  İdaresine  medar  olan  ve  heyet-i  umumiyesine  taalluk
          eden maddeler ve vazifedarlar birer vâhid olması
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165