Page 370 - Risale-i Nur - Şualar
P. 370

372                                                                                                                                    ŞUÂLAR


              D ö r d ü n c ü s ü : Eskişehir Mahkemesinde altı ay tedkikten sonra,
          sebebi de cem'iyetçilik, Tarîkatçılık olduğu ve o evham bahanesiyle büyük
          reisin  ona  şahsî  garazı  ile  onun  aleyhinde  bazı  adliyecileri  teşvik  ettiği
          halde, cem'iyetçilik ve Tarîkatçılık ve Risale-i Nur cihetinde beraet ettirip,
          yalnız  Risale-i  Nur'un  bir  küçük  parçası  olan  Tesettür  Risalesi'ni  bahane
          ederek kanun ile değil de, yalnız Kanaat-ı Vicdaniye ile yüz Şakird içinde
          beş-on Şakirde altışar ay ceza verdiler ki; tedkik zamanına kadar dörtbuçuk
          ay  mevkuf,  yani  birbuçuk  ay  hapis  kaldıkları  ve  on  sene  sonra  Denizli
          Mahkemesi yine dokuz ay cem'iyetçilik ve Tarîkatçılık gibi birkaç bahane
          ile yirmi senelik bütün Mektubat ve Te’lifatlarını inceden inceye tedkik ile
          beraber,  Ankara'nın  Ağır  Ceza  Mahkemesine  beş  sandık  Kitabları
          gönderdikleri  ve  iki  sene  o  Kitablar  ve  Mektublar,  Ankara  ve  Denizli
          Mahkemelerinde  tedkikten  geçtikleri  halde,  o  mahkemeler  ittifakla
          cem'iyetçilik, Tarîkatçılık (Haşiye) vesair bahaneler cihetinde beraet kararı
          verip o Kitab ve Mektubları aynen sahiblerine iade ve Said'i arkadaşlarıyla
          beraber beraet ettirdikleri halde, bir siyasî cem'iyetçi nazarıyla ve entrikacı
          bir adam tarzında onu ittiham etmek ve adliye memurlarını onun aleyhinde
          Tarîkat  noktasında  sevketmek,  ne  kadar  kanunsuz  olduğunu,  İnsaniyeti
          sukut etmeyen bilir.

              B e ş i n c i s i : Benim ve Risale-i Nur'un mesleğinin Esası ve otuz
          seneden beri bir Düstur-u Hayatım olan Şefkat itibariyle; bir masuma
          zarar  gelmemek  için,  bana  zulmeden  canilere  değil  ilişmek,  belki
          beddua ile de mukabele edemiyorum. Hattâ en şiddetli bir garaz ile bana
          zulmeden  bazı  fâsık  belki  dinsiz  zalimlere  hiddet  ettiğim  halde,  değil
          maddî belki beddua ile de mukabeleden beni o Şefkat men'ediyor. Çünki o
          zalim gaddarın, ya peder ve vâlidesi gibi ihtiyar bîçarelere veya evlâdı gibi
          masumlara  maddî  zarar  gelmemek  için,  o  dört-beş  masumların  hatırına
          binaen o zalim gaddara
                 ------------------
              (Haşiye):  Nurların  Esası  ve  hedefi,  İman-ı  Tahkikî  ve  Hakikat-ı
          Kur'aniyedir. Onun için üç mahkeme Tarîkat noktasında beraet vermişler. Hem
          bu yirmi senede hiçbir adam dememiş: "Said bana Tarîkat vermiş." Hem bin
          seneden beri bu milletin ekser ecdadı bağlandığı bir meslek, sebeb-i mes'uliyet
          olamaz.  Hem  gizli  münafıklar  Hakikat-ı  İslâmiyete Tarîkat  namını  takıp,  bu
          milletin Dinine taarruz ettiklerine karşı galibane mukabele  edenler, Tarîkatla
          ittiham  edilmezler.  Cem'iyet  ise,  Uhuvvet-i  İslâmiye  cihetinde  bir  uhrevî
          Kardeşliktir. Yoksa siyasî cem'iyet olmadığına, üç mahkeme hüküm vermişler.
          O cihette beraet ettirmişler.
   365   366   367   368   369   370   371   372   373   374   375