Page 371 - Risale-i Nur - Şualar
P. 371
ONDÖRDÜNCÜ ŞUÂ 373
ilişmiyorum. Bazan da hakkımı Helâl ediyorum. İşte bu Sırr-ı Şefkat içindir
ki; idare ve asayişe kat'iyyen ilişmediğim gibi, bütün arkadaşlarıma o
derece tavsiye etmisim ki, üç vilayetin insaflı zabıtalarının bir kısmı itiraf
etmişler ki: "Bu Nur Şakirdleri manevî bir zabıtadır; idare ve asayişi
muhafaza ediyorlar." dedikleri ve bu Hakikata binler şahid ve yirmi sene
hayatıyla tasdikleri ve binler Şakirdlerin de zabıtaca hiç bir vukuat
kaydetmemeleri ile teyid ettikleri halde, o bîçare adamın ihtilâlci ve
insafsız bir komiteci gibi menzilini basmak ve insafsız adamlar ona ihanet
etmek ve menzilinde bir şey bulamamakla beraber, yüz cinayeti bulunan bir
adam gibi hattâ gayet kıymetdar ve antika ve Mu'cizeli Kur'anını ve
başındaki levhalarını evrak-ı muzırra gibi toplamak, acaba hangi kanun
müsaade eder? Böyle asayişe Hüsn-ü Ahlâk ile hizmet eden dindar binler
Zâtları, evham yüzünden idare ve asayiş aleyhine zorla sevketmek, hangi
maslahat îcabıdır?
A l t ı n c ı s ı : Bundan otuz sene evvel, Cenab-ı Hakk'ın İnayetiyle
dünyanın muvakkat şan ve şerefinin ve enaniyetli hodfüruşluğunun,
şöhretperestliğinin ne kadar faidesiz ve manasız olduğunu hadsiz şükür
olsun ki Kur'anın Feyziyle anlamış bir adamın, o zamandan beri bütün
kuvvetiyle nefs-i emmaresiyle mücadele edib, mahviyet etmek, benliğini
bırakmak, tasannu ve riyakârlık yapmamak için, elden geldiği kadar
çalıştığına ona hizmet eden veya arkadaşlık edenler kat'î bildikleri ve
şehadet ettikleri halde ve yirmi seneden beri herkes kendi hakkında
hoşlandığı ziyade hüsn-ü zan ve teveccüh-ü nâs ve şahsını medh ü senadan
ve kendini manevî makam sahibi olduğunu bilmekten herkese muhalif
olarak bütün kuvvetiyle kaçtığı ve hem has Kardeşlerinin onun hakkındaki
hüsn-ü zanlarını reddedib o hâlis Kardeşlerinin hatırını kırması ve yazdığı
cevabî Mektublarında onun hakkındaki medihlerini ve ziyade hüsn-ü
zanlarını kabul etmemesi ve kendini Faziletten mahrum gösterip bütün
Fazileti Kur'anın Tefsiri olan Risale-i Nur'a ve dolayısıyla Nur Şakird-
lerinin Şahs-ı Manevîsine verip kendini âdi bir Hizmetkâr bilmesi kat'î
isbat ediyor ki, şahsını beğendirmeğe çalışmadığı ve istemediği ve
reddettiği halde, Onun rızası olmadan bazı dostları uzak bir yerden Onun
hakkında ziyade hüsn-ü zan edib medhetmeleri, bir makam vermeleri ve
Kütahya havalisinde tanımadığı bir Vaizin bazı sözleriyle ve Kütahya'ya
hiç Mektub göndermediğim ve benim imzamı taklid ile yazılan ve medar-ı
mes'uliyet tevehhüm edilen