Page 382 - Risale-i Nur - Şualar
P. 382
384 ŞUÂLAR
ise (Haşiye) altı mahkeme ve Ankara makamatı bilmiş, ilişmemişler ve bize
beraet verdiler ve Beşinci Şua ile beraber bütün Kitablarımızı iade ettiler.
Hem onun fenalığını göstermek, ordunun kıymetini muhafaza etmek
içindir. Bir şahsı sevmemesi, orduyu muhabbetkârane sena içindir.
Ü ç ü n c ü s ü : "Emniyeti ihlâle teşvik ediyor" demesine mukabil;
yirmi sene zarfında, yüz bin adam Nurcuların, yüz bin Nüsha Nur Risale-
lerinin altı mahkemede ve on vilayette emniyeti ihlâle ve asayişi bozmağa
dair, on vilayetin zabıtaları ve altı mahkeme hiçbir maddeyi kaydetmemesi
ve bulmaması, bu acib ittihamı çürütüyor. Bu yeni iddianamede üç
mahkemenin bize beraet verdikleri aynı noktalara aid ve cevabları müker-
reren verilmiş ehemmiyetsiz birkaç mes'eleye cevab vermek manasızdır. O
mes'elelerle bizi ittiham etmek, ondan bize beraet veren Ankara Ağır Ceza
ve Denizli ve Eskişehir Mahkemelerini ittiham etmek hükmünde olma-
sından cevabını onlara bırakıyorum ve ondan başka da iki-üç Mes'ele var:
B i r i s i : İki sene Denizli ve Ankara Ağır Ceza Mahkemelerinde
inceden inceye tedkikten sonra, bize beraet verip o Kitabı bize iade ettikleri
halde, o Beşinci Şua'ın bir-iki Mes'elesini, ölmüş gitmiş bir kumandana
tatbik edib, bize suç gösteriyor. Biz dahi deriz: Ölmüş gitmiş, hükûmetten
alâkası kesilmiş bir şahıs aleyhinde tatbik edilebilen küllî bir haklı tenkidi
hiç bir kanun suç saymaz.
Hem küllî bir tevil manasından makam-ı iddia cerbezesiyle o kuman-
dana bir hisse çıkarıp ona tatbik etmiş. Böyle yüzde bir adam ancak
fehmeden bir mana, mahrem ve gizli bir Risalede bulunmasını hiçbir kanun
suç sayamaz. Hem o Risale hârika bir tarzda müteşabih
------------------
(Haşiye): İddianamede yanlış bir mana verip, Nur'un Kerametlerinden tokat
tarzındaki bir kısmını, medar-ı ittiham saymış. Güya Nurlara hücum zamanında gelen
zelzele gibi belalar Nur'un tokatlarıdır. Hâşâ sümme hâşâ!.. Biz öyle dememişiz ve
yazmamışız. Belki mükerrer yerlerde hüccetleriyle demişiz ki: Nurlar makbul Sadaka
gibi belaların def'ine vesiledir. Ne vakit Nurlara hücum edilse, Nurlar gizlenir;
musibetler fırsat bulup, başımıza geliyorlar. Evet Nur'un binler Şakirdlerinin tasdik ve
müşahedeleriyle, yüzler vukuat ve hâdisat ile tesadüf ihtimali olmayan o hâdisatın
Tevafukları ve Kur'anın müteaddid İşarat ve Tevafukatıyla, hattâ mahkemelerde
kısmen gösterildiği cihetle kat'î kanaatımız var ki; o Tevafukat Risale-i Nur'un
makbuliyetine bir İkram-ı İlahîdir ve Kur'an hesabına Nurlara bir nevi Kerametlerdir.