Page 391 - Risale-i Nur - Şualar
P. 391
ONDÖRDÜNCÜ ŞUÂ 393
izhar ediyorlar. O Uhuvvet sebebiyle gelen her bir cezayı memnuniyetle
kabul ettiklerinden, mahkeme-i âdilenizde hakikat-ı hali olduğu gibi itiraf
ediyorlar. Hile ile, dalkavukluk ile ve yalanlarla kendilerini müdafaaya
tenezzül etmiyorlar.
Mevkuf
Said Nursî
* * *
AFYON MAHKEMESİNE İDDİANAMEYE KARŞI VERİLEN
İTİRAZNAME TETİMMESİNİN BİR ZEYLİDİR
E v v e l â : Mahkemeye beyan ediyorum ki; bu yeni iddianame de
Denizli ve Eskişehir Mahkemelerimizdeki o eski iddianamelere ve
aleyhimizde sathî ehl-i vukufların sathî tahkikatlarına bina edildiğinden
mahkemenizde dava ettim ki: Bu iddianamenin yüz yanlışını isbat
etmezsem, yüz sene cezaya razıyım. İşte o davamı isbat ettim, yüzden
ziyade yanlışların cedvelini isterseniz takdim edeceğim.
S â n i y e n : Ben Denizli Mahkemesinde, Kitab ve evraklarımız
Ankara'ya gittiği sırada, aleyhimize hüküm verilecek diye telaş ve
me'yusiyetle beraber, arkadaşlarıma yazdım. Ve bazı Müdafaatımın âhirin-
de bulunan o yazdığım parça şudur: Eğer Risale-i Nur'u tenkid fikriyle
tedkik eden adliye memurları, İmanlarını Onunla kuvvetlendirip veya
kurtarsalar, sonra beni i'dam ile mahkûm etseler; şahid olunuz, ben
hakkımı onlara Helâl ediyorum. Çünki biz hizmetkârız. Risale-i
Nur'un Vazifesi, İmanı kuvvetlendirip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı
tefrik etmeyerek, Hizmet-i İmaniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeyerek
yapmağa mükellefiz.
İşte ey heyet-i hâkime; bu Hakikata binaen Risale-i Nur'un cerh-
edilmez kuvvetli Hüccetleri elbette mahkemede Kalbleri kendine çevirmiş,
aleyhimde ne yapsanız ben hakkımı Helâl ederim, gücenmem. Bunun
içindir ki; eşedd-i zulüm ile bir eşedd-i istibdad tarzında şahsımı hiç
ömrümde görmediğim ihanetlerle çürütmekle damarıma dokundurulduğu
halde tahammül ettim. Hattâ beddua da etmedim. Bize karşı bütün
ittihamlara ve bütün isnad edilen suçlara karşı elinizdeki Risale-i Nur'un
Mecmuaları, benim mukabele edilmez Müdafaanamem ve cerhedilmez
İtiraznamemdirler.