Page 567 - Risale-i Nur - Şualar
P. 567

ONDÖRDÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                             569


           için  benden  musırrane  istemeleri  üzerine  onlara  Risale  vermek  ve
           dolayısıyla  serserileşmiş  ve  serserileşmek  ve  vatan  ve  millete  muzır  bir
           hale gelmek istidadını gösteren ferdleri bu Risalelerle, bu Nurların müessir
           Telkinatlarıyla kurtarıp beşeriyete faideli birer İnsan olmalarına hâdim ve
           vesile  olan  ve  memleketimizde  de  sirayeti  ve  salgını  görülen  ve  bütün
           dünyayı  titreten  kızıl  veba  komünizm  tehlikesine  karşı  dinî  ve  müessir
           Telkinatı  bakımından  manevî  bir  Mücahid  olan  Bediüzzaman  takdir  ve
           tebcile lâyık, kudsî ve manevî Mücahedesinin nurlu ve müessir Silâhı olan
           ve yirmi senede yirmibin ve belki çok fazla adamı vatan ve millete faideli
           bir hale sokmağa vesile olan Nur Risalelerini okutmak ne derece şahsım
           için bir suç mevzuu ve Müellif-i Muhteremi için sebeb-i itham olabilir?..
           Vicdanınıza soruyorum.

               2-  Savcılık  Makamının,  "mevzudur"  diye  gayr-ı  ilmî  iddia  ettiği
           Hadîsin Hadîs Kitablarında sahih olduğu; Hadîs Âlimlerinin kabulüyle ve
           hürriyetten  evvel  Meşrutiyet  devri  Ülemasına  Japonya'nın  ve  ingiltere
           anglikan  kilisesi'nin  sorduğu  sualler  münasebetiyle,  o  devrin  Allâmeleri
           olan  İstanbul  Âlimleri,  Bediüzzaman  olan  Müellif-i  Muhtereme  sorarak,
           şimdi ismi Beşinci Şua olan Eserde görülmekte olan o zamanki bu Hadîsin
           tevilen cevablarını o ehemmiyetli Âlimlerin kabul edib itiraz edememele-
           riyle sahih olduğu kat'î sabittir.

               Hem  yalnız  Risale-i  Nur'un  bu  kısmı  değil;  bütün  Hakikatları  ve
           Dersleri  hiçbir  hakikî  İslâm  Âliminin  itiraz  edemeyeceği  kadar  kuvvetli
           Hakikatlerdir ki; Diyanet Riyaseti başta olarak bütün memleketteki hakikî
           Âlimler kabul ve ta'zime, tâ devr-i Meşrutiyet'ten beri mecbur kalmışlar. O
           Hakikatları ve o kuvvetli Bürhanları ismi Âlim olan ve Hakikat ilminden
           bîbehre bir-iki ferdin itiraz ve iddiası çürütemez. Hem gayet gülünç olur.
           Maddî ve manevî menafi'i zahir olan ve vatanın her tarafında ve her sınıf
           halk  tabakasında  Hayat-ı  Bâkiyelerini  i'damdan  kurtarmak  için  takdir  ile
           okunan  ve  onunla  İmanlarını  kurtardıklarından  Müellif-i  Muhteremine
           ebedî  minnetdar  kalan  binlerle  vatandaşın  faidelendiği  Kur'an  ve  İman
           Hakikatlarına meftun olarak Müellifine bir şükran borcu olarak bir Mektub
           yazmak  ve  sebeb-i  itham  olan  Hadîsin  inkâr  edilmeyen  Hakikatlarına
           istinad  ederek  bazı  ef'al  ve  âsâra  nazar  edib  Hadîsin  mazharı  olan  bu
           memlekette zuhur etmiş gibi bakmak ve böyle bir zanna düşerek ve birçok
           İslâm     Âlimlerinin     ihbaratına     dayanarak     bazı     hataların     tamiri
   562   563   564   565   566   567   568   569   570   571   572